inançsızlık bulanmıştı tenime,
kanayamıyordum bundandı acizliğim
hatırlardım kanayabilmeyi buruk gururumla,
seni görmeden daha camın buğusunda.
insan inanmak için yaratılırdı oysa.
kanmaya ve kanamaya aşıktım ben,
yetimliğimi çaresizlikle büyütmeden.
yitirdiğim dualar,
yüzü,
serçe parmağındaki o yüzüğü
dilsiz kalan inançlar diyarına
bir de beni gömdü.
meşrebim tutun dedi,
bedenimse ellerini kaybetmişti.
göle yansıyan bir şey kalmamıştı,
çöle düşmüştüm
hatta yılanlar bana sarılmıştı.
sırtım dönük
ve boynum büküktü kutsalıma
bir şey tutmalıydı beni
yasa tutunamadım
öyle bir yerdeydim ki,
yasım tuttu kalbimi.
meşrebimin bile dünündeydim,
giyeceğim tüm günahlar
en çok bana yakışsın istedim.
o sabah bir mavilikle uyandım
dünden kalanlara ve olacaklara yağmur damlattım,
akşamında inançsız bir yalanı yürüyüşünden tanıdım.
çaresizliğim tanıştı merhametin zerresiyle
bir yerlerden o'na kandığım hissine kapıldım.
sonbahar gözleri,
kâlubeladan sesi
putumu yarattım yasımla
oracıkta kanıverdim o'na.
put duasına dikti kalbimi,
o duada öptü,
o duada yeşertti
ve o duada öldürdü beni.
artık sığmıyordum koltuğun altına,
o'ndan saklanamıyordum
küstüğümde o'na.
sığınabilseydim hâlâ koltuğa,
belki gerçek tanrı'mı bulurdum orada.
uzundu put,
memleketi enkazdı.
meyili vardı yıkımlara
o hep sağ çıkardı.
sardı yılanlı bedenimi tereddütsüz,
ben üstsüz,
dudaklarımdan tattı onsuz içtiğim zehri
anlık panzehir sandık birbirimizi.
aslında sevmek anasıdır zannetmenin,
gözlerim günahkârı tüm dinlerin
sen hiç bakmak istemedin;
ben yine de yeniden doğayım istedim.
doğrusunu dinlediğim binbir gece yalanları,
her bir yüzü,
ve bana olan sonsuz sürgünü,
durgunlaşan dualarımda eksildi avuç içlerim,
ben yine de her yüzünde bağışlanayım istedim.
boynu bükük ve omuzları çöküktü
mağlup bir savaş verdiğinden
gözlerime bakma dedi beni öperken.
kulağımdaki çınlamalar,
sur'un sesi,
yazdı tarihimizin kıyametini.
o sarı odada yitirdi sandım beni.
gözlerine bakabilmekti iman, sana rağmen,
ibadetim her yüzüne kanmak yine ve yeniden.
günahkarıyım her kitabın, inan, buna rağmen,
havva cennetten sürüldü, ben senin her bir yüzünden;
her bir yüzüne inanmak için senin, varlığıma rağmen.
yaralı, iki uzun kola güller dikti Yaradan,
tüm varlığım da ibaretti içimdeki yaradan
beni oraya puta olan imanım attı,
cehennem vardı tenim güllere değdiği an
kalbime diktiğim o put beni kırdı.
oysa ne bendim put,
ne de senin vardı Allah'ın;
ne ben kırılmaya değer bir davaydım,
ne de senin vardı kırmaya hakkın.
eda özüuğurlu
2023-07-22T20:40:17+03:00çok teşekkür ederim 💙 dileklerimiz karşılıklı
Melike yürken
2023-07-22T20:36:45+03:00Uzun zamandır okuduğum en güzel şeydi bu. Kalbinizde ve kalbimde çiçekler açmasını diliyorum.