Benim Üniversitelerim Gorki'nin Çocukluğum ve Ekmeğimi Kazanırken'den sonra hayatını anlattığı 3. ve son kitabıdır.


Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Gorki; lakabı. Manası ise; acı, acınası, zavallı...


Gorki'nin, çok trajik bir hikayesi var. Babası öldükten sonra dedesinin yanında bir sığıntı gibi yaşamaya başlar. Ve 10 yaşında ekmeğini kazanmak zorunda kalır. Bu da onu müthiş bir gözlemci yapar, genç yaşında. Okuduğu her şey ona hristiyanlık ve yardımseverlik fikirleriyle şefkat ve merhamet aşılarken, reel dünyada olup bitenler, hiç de şefkat ve merhamet içermez Gorki'ye göre. Ne de haklı...


"Benim Üniversitelerim" eseri; yazarın hayatına girmiş, çıkmış, iz bırakmış insanları anlatan, bir roman tadında akan otobiyografi diyebiliriz. Kitabın ismi oldukça manidar. Bu ismi koymasındaki neden; tanıdığı her insanı kendine yeni şeyler öğreten bir üniversite olarak görmesinden kaynaklı.


Yazar her şeyden çok sadece kitaplara önem veriyor ve ihtiyaç duyuyor. Değersiz şeylere sahip olmak uğruna aralıksız ve kirli bir savaş haline benzetiyor hayatı anlamsızlaştıranları.


Kitap özeline gelecek olursak; 20'li yaşlarına kadar topladığı hayat deneyimleri üzerinden gidilerek anlatılan bir eser olmuş. Kundura çıraklığı, aşçı yamaklığı, kuş avcılığı, ikona mağazası tezgahtarlığı yaptığı bir kaç işten biri. Öyle ki Kazan' da bulunan üniversiteye giremez fakat "hayat üniversitesine" girer.


Maksim Gorki, "Çalışarak topraktan alınacak biricik şey buğdaydır." der. "İnsanlar ne kadar az şeyle idare ederse o kadar mutlu olur; istekler, ihtiyaçlar çoğaldıkça, özgürlük azalır." diye ekler. 


Evet, Gorki'ye göre üniversite gerçek hayatın içinde zaten. Üniversite sadece dört duvar arasında teorik veya pratik olarak görülenlerden ibaret değildir.


Üniversitelerimizin hayatın içinden olması dileğiyle.