Yoktu, yoksuldu

Şehrin ışıkları altında daha bir kara

Alacakaranlığında daha bir sıska

Daha bir kuruydu

Yoksuldu baştan ayağa

Kaçamak ve sağanak bir çift gözdü

Vurdu

Belli ki ağır belli ki sancıydı yaşamak

Tepeden tırnağa

Yoksulluğu, insanlığı bir köşeye savurdu


Benimse

Yok yok, benden çok önce

Sayısız yoksul gülüşleri vardı onların

Kaçamak bakışların yani

Kaçamak yaşamların

Köşe bucak utanması

Köşe bucak arları vardı 

Ki yokluk, yoksulluktan okşanasıydı kirli saçları


Ah!

Bir boşalıp yağsa

Tozunu toprağını attırsa

Her daim başındaki yüklü, gri bulutlar

Akıtsa kaşının kirpiğinin tuzunu

İçinin alevini yıkasa

Bitecek tuzlu ve ıslak kirpiklerin tasası

Çünkü ot bitmez çoraklarladır kavgası

Yeşile doğru yağmaktır bütün çabası


Biliyor musun yoksul gülüşlerin sebebini

Sıtma tutmuş gecelerin titreyişi var ardında

Sen ki gülmek sanırsın baktığında 

Dişlerini kırarcasına sıkmak çenesini

Saklamak kavruk ve eskimiş tenini


Benimse

Her sıtmalı gecenin ayaza vurmuş sabahında

Yanağına yol yapmış yaş izi olanlarla 

Belli belirsiz bir acı gülüş belirir dudağımda



Görsel: https://tr.pinterest.com/pin/415175659411993194/