Zaman, bir sigaranın kendiliğinden yanması gibi, durmaksızın akıp gider. Bir sigara yandıkça, küllerine karışan her bir parça, hayatın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır bize. Bir kibrit çakmayla başlayan duman, anıları, hayalleri ve kaybedilenleri simgeler. Her nefes, geçmişin bir anısını solumak gibidir. Her çekişte, zamanın ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlarız. Zaman geçtiğinde, yaşanan her an, her seçim ve her fırsat, geri getirilemez. Geçmişin izleri, hayatımızın bir parçası olurken, geleceğin belirsizliği her daim üzerimizde bir gölge gibi durur. Zaman, asla geri alınamaz; her geçen dakika, hayatın ne denli kısa ve kıymetli olduğunu hatırlatır. Küllerini rüzgar savururken, hayatın geçiciliğini de unutmamalıyız. Yaşamak, her nefeste yeni bir fırsat yakalamaktır. İşte bu yüzden, zamanın kıymetini bilmek ve her anı dolu dolu yaşamak, bir insanın en büyük sorumluluğudur. Zamanı israf etmeyelim; çünkü o, bir sigara gibi, bir gün bitecek ve geriye yalnızca yanmış tütün gibi hatıralar kalacaktır.