Sana beş kere baştan başladım

Beş kere dirildi aşk buğulu yüzünde

Bir dağ başı yorgunluğu gibiydi ilki

Kardelenler gibi, karla örtüldükçe daha çok fışkırdın toprağımdan

Yok saymak, yok etmeye yeterli değildi asla

Ellerimin nasıl titrediğini hissedebiliyordum

Bir ağu vardı bakışlarımızda ve sen yıldızlardan gelmiştin yeryüzüne


İkincisi daha temkinliydi

Parçalanmış bir umutla beni hayallere saldın

Sürekli başa saran bir plak gibi koyu yapışkanlığınla boğazımdaydın

Yalnızdık ama biliyordum ki çoğu sevgiliden kalabalıktık

Ellerim hep açıktı bizim için

Geri döneceğini varsaydım


Üçüncüsü seke seke geldi ayaklarıma kadar

Gökkuşağından farksızdı

Şakaklarımdan dökülmeye başladı gözyaşlarım

Aramızdan geçen şeffaf duvarla bilenmeye başladım

Eskiden genç hissederdim, geriye tecrübe kaldı


Dördüncüsü tehlikeliydi

Gizlemli bir havası vardı onun

Avuç avuç zehir yutmuş gibi ağzım çamur içindeydi

İnancım sınanmaya başladığında kaybetmeye de başladım

Aklıma bir düş mıhlandı

Bu bataklık düşlerim için hazır değildi ve biz umutsuz vakaydık


Beşincisi son sandığımdı

Altıya gebe kalınca son değilmiş anladım

Sana beş kere baştan başladım

Beş kere dirildi aşk yaldızlı ellerinde

Sakin bir tebessümden farksızdı

Öldürmeye kıyamayan bir yara gibi sızlamaya başladın

Kabuk bağladığında biraz kaşınsaydın geçeceğini anlardım

Bende var olmaya öyle yeminliydin ki beşinciye dirildin


Beş kere başladım, bitirdim

Beş kere kanadı

Beş kere durdu dünya

Alfabem beş harfe düştü

Beşten öte yol çizilmez

Saatim beşi beş geçer

Sana beş kere baştan başladım

Birinde dönüp yüzüme bakmadın