-kara yağmurlar içinde beyaz bir kuş-
kanıyor kirli tüylerinden
bu dehşetengiz gecede
kalemini yontarak uyandırıldığım
açık yaraların
zihnime temas ettiği yatağımdan yazıyorum
evet, açık yaralardı
ihtimal dikişlerinden patlayan
sonra sabaha karşı bir postacı gelir
gam yüklü çantasından son bir mektup
çıkartıp
çıplak gerçeği göğsümün otuz yerinden bıçaklayan cümlelerle süsleyen bu zifiri karanlıktan kendimi nasıl savuştururum?
kalsın, çünkü kestim en ağır tarafını ihtimalin
bu cinayetin faili benim.
sonra bir avcı bir de kurşun
ormanın en derin sessizliğine çığlık çığlığa geldik
dişe diş göze göz,
son bir atış, bin yakarış
gücüm yoktu
çünkü vurulduğumda daha küçüktüm
kafamı okşardı yeraltı işçileri kirlenmiş elleriyle
bilmezdim çöpçülerin ağladığını
çünkü daha küçüktüm
avcıya yenildim şimdi, evet kabullendim
ama av olmayı, avcıyı aramayı öğrendim
açtığı yaraların içinde koşmayı yeğlerim artık
çünkü büyüdüm