Çalışkan ve gelişime açık insanların onları yansıtan bir yöneticileri vardır.
Bu kitapta bu yöneticiliği Snelman üstleniyor. O, ülkesinin gelişimi için diğer insanları bilinçlendirerek ülkecek birlik olmalarını sağlıyor ve ülkeleri bu sayede gelişiyor. Onlar uyduruk romanları okuyarak sarhoş olmuyorlar. Onlar kendi işlerinin dehası oluyorlar. Ve onlar kendi gelişimleri, aile ilişkilerinin gelişimi, ülkelerinin gelişimi ile tüm dünyanın gelişimine hiç şüphesiz derin bir katkıda bulunuyorlar. Bütün bunlar onların içindeki ışığı onlara fark ettiren insanlar sayesinde gerçekleşiyor.
"Beyaz Zambaklar'ın esas karakteri Snelman, gerçek Yuhanna Snelman'a benziyor mu veya belki de bu Petrov'un kendisidir, veya belki de Kemal Atatürk'tür?"
Son sözünde Pekka Kauppala Marina Vituhnovskaya'ya ait bu cümlenin geçişi beni etkilemiş ve gururlandırmış olan kitap, aslında Atatürk'ün tavsiye ettiği ve müfredata da eklenmesini istediği bir yapıttır.
Bu kitap; karanlıklardan sonra nasıl aydınlığa çıkıldığını, insanların yapacakları ya da yapıyor oldukları her işi özenip bezenerek ve en iyi şekilde yapmalarını, ülkelerinin gelişimi için önce kendilerini, ailelerini, diğer insanları geliştirmeleri gerektiğini tabiri caiz bir şekilde anlatıyor.
Bu kitabı bin dokuz yüzlü yıllarda okuyan subaylar çok etkilendikleri gerçeğini itiraf etmekten kaçınmıyordu okuduğum bir yazıda.
bu kitapta kullanılan her cümle sanki bir ülkenin yeniden doğuşu için yazılmış gibiydi.