bedenlerin kabuğu
şahsi bir müşküle dönüştü
yüzünün kibriyle burun buruna
ağzının arsız şımarıklığından
içimin benekleriyle tutunduğum
gazete yalanlarından, ve
unuttum dedikçe
beynime vurulan bir tokmak ağzından
taşan toprak kırıklarına gömdürüyorum kendimi
ağzından akanın muhtevası
namussuz bir gülüşe
namus biçtiriyor bana
asfaltlara ağır gelen bir çöküşüm var bu defa
üstümüzde eleştirel, cellat bakışların
aynada, tüm unsurları bir iştaha gizli bir duruş
sonra, beynimizi çatlatan mesailerin
göğsüme, karnıma uzayan bir çatlak bırakışı
ben bakınca görüyorum
sen görüyor musun?