Çık ulan!

Beynimin şatafatlı,

İhtişamlı,

Parıl parıl parlamakta olan,

Tepesinde güneşin eksik olmadığı,

Altın varaklı kapılardan içeri girdiğin,

Varoşluğunu da peşinden getirdiğin,

Dağların kıskanıverdiği,

Yüce kalesinden! Çık ulan!


Aynı atanın on evladı,

Onu da biçimsiz,

Yedisi sevimsiz,

Ötede ikisi,

Her şeyden habersiz.


Siz şu an hepsinden ayrı,

Hepsinden öte olanın,

Şatafatlı kalesindesiniz.


Sersefil fikirlerin,

Çürük meyveler veren,

Koca tarlasını mı güdüyorsun?

Gütmekle kalmayıp

Sersefillikten uzak olanı,

İstila mı ediyorsun?


Bilinen toplasan on küfrün var,

Etmekle kalmayıp küfrü,

Yenilerini mi türetiyorsun?


Uyan ulan!


Neyin torunusun,

Neyin evladı,

Hangi uykunun,

Salyasını akıtır ağzın?


Ağzın temiz kokuyormuş,

İçinden çıkanlar,

Pek temize benzemiyor,

Çığlık ve karamsarlığa,

Boyun eğmezmişsin,

Kaç çığlık ismini taşıyor?


Çık ulan,

Yüce olmayan,

İçinde farelerin gezdiği,

Harabelerin barındığı,

Miras bırakılmış,

Hükümdarlığın esiri,

Zindanı parıl parıl parlayan,

Fikirleri öldüren,

Pis kokan,

Yıkılmış kralın,

Yozlaşmış evlatlarının,

Hüküm sürdüğü,

O imparatorluktan,

Çık ulan!


Aynı atanın,

On evladı,

Onu da biçimsiz,

Nefretle bakarsan,

Hepsi sevimsiz,

Sadece bakarsan,

Hepsi fikirsiz,

Fikirsiz görürsen,

Hepsi kimsesiz.


On şiirin atası ben,

Uyuduğun uykudan,

Uyan ulan!


Işık saçıyor Tanrı'nın güneşi,

Sarı perdelerini aç ulan!

Yaratmış Tanrı dünyayı,

Gez ulan!

Akıl vermiş Tanrı sana,

Düşün ulan!