merhamettir zırhımda parlayan
kılıcım hayat dağıtır
ama bilemezler.
bilemezler korku değil
dağların yüküyle sabırdır boynumu eğen,
inadım cehaletten değil
yıldızların ufkundan bana tekliftir.
vazgeçmişim kendimden bilemezler
kederden değil.
çokça yüz çevirmem
bilmezler kibirden değil.
konuşmaya tenezzül etmem ben
ama ne suçtur ne utanç,
bazen de söylemem
riya değil.
çaresizim bu bilmemelere,
çaresizlik bir tercihtir.
ekinler savrulurken ümitsiz,
acıyla zonklayan şakakların zonklar
yüzünü yırtan geceye rağmen
vazgeçmemektir
çaresizlik
gün yüzüne isyan etmektir.
bitecek günlerde
yorgundur başım tek kıbleye girift
bilmezler keyiften değil,
belimi bükerce tavafım
taştan duvardan değil.
kadim yıldızlara öykündüm ben
bilmezler,
ölümlüyüm
manasız değil.
paltom sırtımda dönüp çıktım
beğenmesin beni gözler kulaklar
garip geldim, garip giderim.
adımı çalanlardan ayrıdır sesim,
maksatları süfli,
sizdendir.
rüya ya da masal
veyahut hakikat,
aktığında bir gün safi ırmaklar
kaynar hamakatin meydan okuduğu kazanlar.
o gün ırak gökler körlere ayan,
bugünse ben kalbimle kendime yeterim
gocunmam, beklerim.
sorsalar da öğrenemezler
gülsünler
çaresizim bu bilmemelere
öfkelensinler
ama ne eyleyim başka, bana ne,
çaresizim,
başıbozuk değil.
bırakın beni hâlime,
dolunaylar yalansa
her gün doğan güneş bile
kimden aldınız beni vazife?
külfetinize tekellüf,
yaşamaksa bana kalmış
şehirler sizin olsun,
kelimeler benim taşlar sizin olsun.
bırakın beni hâlime.
savaşım kendime,
savaşım bazen de sizinle,
ölsem bile
öldürsem hatta
size ne?
bilemezsiniz
bilemezsiniz isteyemem
istemem rızanızı,
istemem katre katre bakışları.
yüreğim tok, özgür değilim.
bilmenin kölesiyim.