- Bilmiyorum. Sanırım bir bahar ayıydı. Serin bir yel, mis kokulu çiçekler vaktiydi işte. Ben anlatıyordum o dinliyordu.
- Ne anlatıyordun peki?
- Hani her şeye çare olarak gördüğümüz zamanın aslında nasıl boğazımıza çöküp bizi nefessiz bıraktığını...
- Anlıyor muydu peki seni?
- Bilmiyorum. Belki üstünde onca toprak yığılı olmasa, baş ucundaki taş bir dua beklemese anlardı eminim.
- Sen kime anlattın bunları?
- Artık yaşama ve zamana dair bir kaygısı olmayana.
- Kime yani?
- Muradı bir uhdeye dönüşmüş, sırata bir adım kala köprüden atlayıp yitene.
- Sen iyi değilsin.
- Sırata kadar bunu hiçbirimiz bilemeyiz.
- Hadi çayını iç.
- Tam demlenmemiş. Yarım yamalak. Tıpkı geride kalan insan gibi.
- Hadi kalkalım.
- Bunu dizlerimize ve düşlerimize sormalıyız.
- Bu çok ağır olur.
- Hafifletecek bir neden bulursan kanatlarımı açarım. Yoksa bırak biraz soluklanayım.
Vaiz ADIGÜZEL
2020-08-11T17:43:08+03:00Evet öyküden bir kesit. Teşekkür ederim.
Eren Albayrak
2020-08-11T16:28:29+03:00Merhaba, emeğinize sağlık. Ama bu bir öykü değil.
Vaiz ADIGÜZEL
2020-08-10T17:23:24+03:00Teşekkür ederim Muhammed Dalpalta.
Muhammed Dalpalta
2020-08-10T16:25:54+03:00Üslup sevdiğim tarzın dışında olsa da bir filmde şahit olsaydım bu diyaloğa kötü demezdim. Kaleminize sağlık.
Vaiz ADIGÜZEL
2020-08-09T13:34:34+03:00Teşekkür ederim Sayın Esrik. Uzunluk ve kısalık kalemin ve duygunun o anki mecali kadar oluyor.
Vaiz ADIGÜZEL
2020-08-09T13:32:45+03:00Düşüncelerinizi yazma inceliği gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Evet Merve Hanım 'ın da tespitinde olduğu gibi bir öyküden çok anlık duygularla yazılmış bir düşünsel kesit.
-merve
2020-08-09T09:58:38+03:00Taşımış olduğunuz kaygı oldukça etkiletkileyici. Öykü der miydim bu metine emin değilim, ama klasik bir romanın veya kısa metrajlı bir filmin kesiti gibi. Kalemine Sağlık.
Esrik
2020-08-09T00:22:02+03:00Emeğinize sağlık, yalnız gözlerim biraz daha uzunluk aradı. İçeriklerinizin devamını bekliyoruz.