amacı olmayan şeyleri sevmezdim.
beş karış mesafe yürümezdim amaçsızca
ama sen bir nedensizlik doğurdun.
nedeni olmayan güzellikleri hatırlattın bana.
her çayıra attığım ölüm odaklı bakış
ve bir gün atlarım diye seyrettiğim gökyüzünden
çevirdin yüzümü.
artık yalnızca çiçekleri ve bulutları görüyorum.
şimdi elimden falsoyla mazgala düşen izmarit
korkuyla seni de aklıma düşürüyor.
sever O dünyayı diyorum.
bir çöp tenekesine rastlayana dek
izmaritini cebinde saklayacak kadar sever.
anlaşılan ben de seveceğim bu soluk, mavi noktayı.
anlaşılan yeni bir tanım gerekecek ona.
apoletlerimi söken tufan,
aşkı meşrulaştıran,
dağıttığından bu yana dağınık seviyorum saçlarımı.
sırtıma çizdiğin bir bordo haritayla
altımdaki iki süpürgeli unutulmuş bir roket ve
hayali eski bir arkadaş ile
bing bong bing bong.
sana uzanıyorum.