bir adım vardı,
seninle anlamlı olan
bir canım vardı,
ruhunla beslenen
sonra adı sanı bilinmeyen bir esinti
önce saçlarını dağıttı
ardından göğüs kafesindeki kuşları
en sonunda da bana dokundurdu mızrağı
ses etmem,
karşı durmam,
boşunaydı.
başka bir güçtü karşılaştığımız.
biz bile bilmiyorduk ne olduğunu,
ama anladık, ruhumuza ıstırap
gönlümüze hasret olacağını
bir anda tüm bağlarımız koptu değil mi?
artık hiçbir güzellik bizi sarmıyor,
hiçbir türkü bizi çığırtmıyordu.
geceye daha bir yakışıyordu yabancı
kimsin diyemedik,
necisin diyemedik.
varsa yoksa görüntüsünden ürküp
varlığından dem vurup durduk.
köyün bilgelerine sorduğumuzda,
gönlünüzü bir ayrılık sarmış dedi, hatırlarsın
nasıl da yerimize çakıldık.
zaman o an durmuş,
yaşanmışlar göğsüme saklanıp,
yaşanmayı bekleyenler de paçamıza tutunup,
heybenize bizi de alın diyorlardı.
biz, nerede yanlış yaptık?
biz, nerede biz olmayı unuttuk
göğe avucumuza kaldırıp biriktirdiğimiz yağmur sularını
nasıl da başımızdan aşağı dökerdik.
ne oldu da yağmurlar yağmaz,
sular akmaz,
güneş doğmaz oldu?
nedir bu virane halimiz?
nedir bu hal bilmez varlığımızın gösterisi?
hangi adımlarımızı denk getiremedik,
hangi türküleri dilimizden kaçırdık,
hangi yıldızın dileğine varlığımızı armağan etmedik
bağrına sakladığın sıcaklıktaki kalbim üşümeye tutuluyor
Özge yazar
2024-02-14T20:32:58+03:00👏🏻👏🏻👏🏻