HD: Tarihin her noktasında, her dönemde, her anda yani kısacası sürekli insanlar kendi bakış açıları ile aşkı değerlendirmiş ve yorumlamıştır. Aşk, yaşamın içerisinde insanların bağlandığı güzel duyguları barındıran, çoğunluğun istediği bir duygudur. Güzel ve tatlı anlarıyla yaşatan, acılarıyla bitiren; kimine göre yaşam kaynağı, kimine göre bir sondur aşk.


DH: Aşk bir çıkar ilişkisidir. Karşılıklı çıkarları olan iki kişinin isteklerinin karşıdaki kişilerce tamamlanması ile devam eder. Çıkarlar çatıştığında, istekler yerine gelmediğinde biter.


HD: Böyle güzel bir duyguyu çıkar diyerek bir kenara atmak ne kadar doğrudur sence?


DH: Aşkın dili olsa, o da kendisinin çıkar üzerine kurulu olduğunu doğrulardı. Karşılıksız sevmek diye bir şey yoktur. Böyle seviyorum diyenler de yalan üzerine kurulu bir aşk yaşıyorlardır. Her insanın aşk gözünde farklı bakış açıları ve dikkat ettikleri temel noktalar vardır. Birini kendisi olduğu için sevemezsin. Buna aşk gözün izin vermez. Sana ters gelen davranışlar aşk gözüne batar ve ilişkiyi bitirir. Sevmek, isteklerin karşılanması ile başlar.


HD: Birini sevmeye başlamadan onu tam anlamıyla tanıyamazsın. Birini ilk görüşünde seversin ya da tanıdığın kadar seversin. Zaman sana yavaş yavaş her şeyi gösterir. Bu yanlışları fark edersin ve bazen senin çıkarlarına uymasa bile sevgi devam ettirir her şeyi. Öyle kabul edersin kişiyi. Ve aşk iyileştirir denir ya, aşk zamanla seven iki kişiyi iyileştirir. Yanlışları doğruya çıkarır.


DH: Sen bile sana uymayan şeyleri zamanla düzelttin. Eğer ki yanlışları düzelmeseydi, yüksek ihtimal onu yolun ilk ayrımında bırakacaktın.


HD: senin gibi aşkı yaşamayan birine ne kadar aşkı savunmak istesem de yapmam.


DH: Neden?


HD: Çünkü aşk, dört kelebeğin hikâyesine benzer.


DH: Dört kelebek hikâyesi nedir? Çıkar olmadan mı sevmişler?


HD: Bir zamanlar dört kelebek ateşin sırrını çözmeye karar vermişler, sonra hep beraber yanan bir ateşin yanına gitmişler...

Aralarında konuşurlarken birinci kelebek:

"Önce ben gideceğim ve ateşin sırrını çözüp size de söyleyeceğim," demiş ve gitmiş...

Şöyle bir ateşin etrafında dolanmış, gelmiş. Arkadaşlarına:

"Ben ateşin sırrını çözdüm: Ateş ışık yayan bir şey," demiş...

Kelebekler buna ikna olmamışlar. Ateşin bundan daha büyük bir sırrının olduğunu düşünmüşler.

Sonra ikinci kelebek:

"Ben gideceğim, ateşin sırrını çözeceğim ve size söyleyeceğim," demiş ve gitmiş...

Ateşe biraz daha yaklaşarak bir tur atmış ve gelmiş. Arkadaşlarına:

"Ben çözdüm ateşin sırrını: Ateş ısı veren bir şey," demiş...

Kelebekler buna da ikna olmamışlar.

Üçüncü kelebek:

"Ben gideceğim ve ben ateşin sırrını çözeceğim," demiş ve gitmiş...

Üçüncü kelebek biraz daha cesaretliymiş. Ateşe yaklaşmış, o kadar yaklaşmış ki ateş kelebeğin kanatlarını yalayıp geçmiş. Kelebek döndüğünde arkadaşlarına:

"Asıl ben, ben çözdüm ateşin sırrını," demiş büyük bir heyecanla...

"Ateş, yakıcı bir şey," demiş.

Dördüncü kelebek ikna olmamış bir türlü. Ateşin asıl sırrının bu olmadığını düşünmüş inatla. Birden arkadaşlarının yanından ayrılmış ve ateşe doğru hızlı bir şekilde gitmeye başlamış. Arkadaşları ne olduğunu anlayamamışlar bile. Sadece izlemekle yetinmişler. Dördüncü kelebek önce ateşin etrafında bir tur atmış. Sonra bir tur daha ve bir tur daha. Her seferinde ateşe daha çok yaklaşıyormuş. Artık o kadar çok yaklaşmış ki alevler kanatlarını kavurmaya başlamış. Ateşin etrafında son bir kez daha dönmüş ve ateşin içine kendisini bırakmış. Küçük bir parıltı yanıp sönmüş ateşin içinde.


DH: Yani aşk, ateş gibi insana zarar veren bir şey öyle mi?


HD: Evet, aşk yakıcıdır ama zarar vermez. Aşık olan kişinin gönlü yanar. Söndürmek için su arar. O suyu da sadece yârinden ister. Ama su yerine ateşi daha da harlanır onu görünce. Zaten onu görüne su istemek içinden gelmez. Böylece her söndürmek istediğinde daha çok harlanır ateş ve aşk devam eder. Birini bazen neden sevdiğini açıklayamazsın. Sadece seversin. Bir bakışı, bir gülüşü, bir hareketi yakar seni. Gözleri sana yeni bir dünya, yeni bir hayat olur. Alır götürür seni bu boş dünyadan güzelliklerin içine. Zaman geçer ama sen fark etmezsin. Onun manzarasına dalıp gitmiş bulursun kendini. Onunla geçireceğin yarınlar için heyecanlanır, geçen günleriniz için tutamazsın gözündeki yaşları. Tüm kuşlardan daha değerli olur onun sesi. Onun bir gülüşü mutlu eder seni. Zaten nasıl mutlu etmesin ki? Onun gülüşünden daha güzel bir yer, bir manzara, bir an bulamazsın. Aşkı anlatmakla aşık olunmaz, aşkta anlaşılmaz. Aşkı bulmak için onu bulman gerekli.


DH: Kimi bulmam gerekli?


HD: Bu zamana kadar yaşadığın her şeyin boş olduğunu sana hissettirecek kişiyi.



"kalbin nasılsa aşkın öyle olur"