1.
Şehrin suskunluğu
Gözlerime değince çığlık çığlığa
İlkin ürperiyor oyulmuş kalbim
Kulak veriyorum seslere
Bir yankı olabildiğince sağır
Hatırlatıyor bana
Kapıların ardında saklanan
- delikanlıyı
Ah o deli kanı hiç durmaksızın akan
Gençlik rüyalarını
O gençlik rüyaları
Nereye dönsem
Bir kurşun gibi
İçimi parçalıyor
2.
Yalınlaşarak
Gövdemden ellerin
Kınından çıkmış
Bir kavgayım artık
Kadınlar asılır evin ortasında
Süslü cümlelerle ya da
Toynak gözyaşlarıyla kandırılır
Üstüne üstlük bir ölü selası gibi
Sonsuz uykulara yatılır
Kadınlar ve adamlar evlerde
Bir odadan diğerine
Yavaşça kaynaşılır
Tenhalarda duyarım
Arkalarından yerdiğinizi insanları
Şikâyet ettiklerinizi öperken görürüm
En yüce duygudan bahsederken
Affetmenin tanrısallığından
Yalan söylediğinizi
Anlarım bencilliktir
Düşmana dönüştürdükleriniz
Zaman içinde
Kalburu kırılmış kadınlara
Üzülürüm
3.
Sen benim tel örgülü bardaklardan su içen ağzım
Konuşmayı beceremeyen ve susan ağzım
Etini korkudan yolan, yolan ve kanatan tırnaklarım
Artık bu evde hep beraber
Yılmış bir deniz kadar durgunuz
Yoğunuz ve boğulmuşuz
Bizde herkesler gibi küsmüşüz aşka
Sorma sakın bana ne olacak diye
Bilmiyorum ve bilmiyorum ve bilmiyorum..
Bende sen kadarım anla
Ufacığım ve tedirginim yaşamaya.