Bir fotoğraf karesi...
Bazan dalgın bir mevsim gibidir ömür, sonsuz bir yaz gibi yahut sessiz bir kış gibi.
Zaman alır geçip gitmesi, gerçi zaman her şeyi alır.
Bir gün, bir yolculukta, bir yolun kıyısında, bir sevdanın içinde, bir çift gözün kederinde, bir ağaç kadar uzun göğe kadar uzun, kavak ağaçları gibi tıpkı, özlemek gibi...
Tamamlanmayan cümleler kadar kimsesiz ve tanınmamış kimseler kadar öfkeli,
bir yara kadar belirsiz ve bir acı kadar şiddetli ve bir acıdan doğar gibi sahici.
Bir fotoğraf karesi...
Anılardan kentler yığar üstüne, üst üste yığar her bir şeyi.
Nehirler boyunca süregelen yollar getirir, göç getirir. Hikayelerini duyar için geçmişin, geçip gidişlerin, geçemeyip gidemeyenin. Çiçekler koparıp koklayıp geçesin gelir bütün düşlerinden.
Ne olacak bilmiyorum ama çok çok özlüyorum ben geleceği. Bir açıklaması var mı onu da hiç bilmiyorum, sadece özlüyorum geleceği.
İlk kez görüyorum o bakışlarda dağılan bulutu ve ilk kez inanamıyorum bir tanrıya, yitirdi kendini.
Bir ışığa kalıyorum, bir sabırsız çiçeğe.
Yağmurlar gelmekte ve ben daha öğrenemedim sığınacağım yeri.
Bir fotoğraf karesi...
Her şey kadar güzel,
Her şeyin kendisi kadar güzel.