ey suretin suretinin suretinde iğreti sokaklarıyla, çatık kaşları ve sarılınca el kanatan ham dikenleriyle,
el yazısıyla gökyüzüne yazdığı kaderdeki kederle, hiç mahcup olmayışla
şizofrenin ve üstüne üstlük sermestin ilahıyla, maharetmiş gibi manasını anlatışıyla
kornealarımızı kanatan gün yüzüyle o defteri hançerle aralayan
ve kanadığı ve kanattığı yerden bir şiire serpilen kara vebanın duası
ey terzinin güvelenmiş kumaşıyla çarşaf olan hayat
serserinin çattığı kaşlarla ettiği işmar nasıl oldu da kıyısını intiharla çevreleyen bir limana soluk oldu?
yanıtın bahanesine, yarının tamirine, sermestin ilahına sığınıp bir kaldırımda
rasyonel olmayan bir sayıyla, asal olan yitirişle, sadece kendine bölünen suretle
lanetler ve iflah olmaz, tekrardan lanetler yağar
ey!
ey mahlasını sevecenlikten zorla alıp, kendini ısıtan bir kandil gibi yanan hayat
indiğin kör gözün perdesi, patlamış volkanın ağzında gözyaşı, lavın aslında cenneti çağrışımı
tüttük ve iflah olmaz
sirkimde dans eden ucubenin incecik yaşamıyla ve son akşam yemeğiyle
sermestin ilahının boyandığı Rönesans ile ve çarmıha gerilip avuç içlerinin kan revan oluşuyla
balçık bala saplandı, karanlığı görmemek hayat ile sürdü
oysa ramak kalmıştı
hayat saçma sapandı
kan revan oluşu bağrına bastı
ey sadece mezarlıklarında güzel çiçeklerin açtığı pişmanlık bitkisi
çürümenin zehrinden aldığı karbonla nasıl da açıyor göğüslerini ilkbahar
o göğüslerin kafesinde kalbi olmayan kuşların ulumasıyla ay doğar
siyahlar onu elleriyle gizler, saklar onu günahını tanrıdan saklar gibi
ortasına gelince gittiği yolu süzer bir süzekle, gözünün ucuyla
ey solungaçlarımızla boğulacağımız suyun derininde uysal durana nefes veren geçmiş ve jilet geçmiş, tarumar etmiş
masal gibi süslediği kitap kapağının içine büyük puntolarla ve sermestin diz çöktüğündeki yalvarışıyla
zararına da olsa bir kere gözlerine bakıp hayatın ''ey'' diye bir cümleye başlamış
lütfen demek baş döndürücüdür
hayat saçma sapandır
saç başa karışık ve lüleleriyle sadece çocuğa ilkbahardır
ey telafi etmektense yenisini doğurarak sahteyle, kültle uyuşturup,
dileklerini kabul edecek gibi yapıp, yarınını çalacaklarının spermlerini tekrardan taşıyan
insan, orkestranın huzurunu bir karınca gibi taşıdığı suyun berraklığında bulacağını yalnızca ritmin sırt çevirişiyle kavrıyor
kavramanın ve sıkıca tutmanın niteliğini kavrayıp, bu karlı yolda iz bırakırken kavradığı bir diğer şey, eliyle kavramaya çalıştığının başka eli kavradığı
uzak saçma sapandır
eşikte olanın köpeği sadakatsizliğe defalarca bakiredir
ey yaralı elleriyle ensemi okşayan hayat
saçlarımı tarayan hayat
bir özür dahi dilemese de her şeyiyle affedilen lanet hayat
sana uyanmayacak, iflah oldu, sana uyanmayacak
karaya ayak basmıştı san, dönmeyecek,
bir elvedası yok
affedicidir
affetmek saçma sapandır
ham dikenleriyle sarıp sarıp kanattığı tenden af dilemeyen hayatı inşa eden sermest ve ilah
beni bir mucizeyle beraber volkanın gözyaşında soluksuz bıraksın, boyasın
ramak kalmıştı, iflah oldu
bir gazete kupüründe doğar gibi soyundu
asasıyla göğün kapısına dokundu ve ''ey'' dedi
ey!
eren kethüda
2022-12-24T11:39:35+03:00Teşekkürler Haneke
Haneke
2022-12-24T11:16:16+03:00Kaleminize sağlık.
Haneke
2022-12-24T11:16:07+03:00İyi şiir. İyi. Aşağıdan yukarı salınır gibi okudum.