bir gölgeye aşığım
beni terk edip gittiğin sokağın başında buldum onu
tuttum elinden götürdüm eve
oturttum senin hep oturduğun yere
ellerini tuttum, elleri yoktu
kokusunu rüzgar uçurmuştu
baktım yüzüne, “ey gölge” dedim
“sarılabilir misin bana”
sustu konuşmadı, sen de konuşmaz susardın
senden bana kalan tek şey bu gölge işte
ama gölgeye sarılınmaz ki
gölgenin ellerini tutamazsın
gölge gülümsemez ve konuşmaz
gölgenin dertleri yoktur ve paylaşmaz seninle
yine de
senin gölgen bile
birçok insandan iyi gelir bünyeme.