kaldır gövdeni
yak başını
bak aşkının evveline gözlerin solmadan
ay batıyor kuşan siyahı
kuşan kürekleri gün doğmadan
,
karanlığın celladına vur omzunu
dağın ayaklarında bir çivi
dikili bir ağaç gibi
elbet aklına değecek yağmur
kazacağız toprağın yılgın umudunu
,
tasında kan kaynatan
eşarbında tüfek işli
sokaklarında gaz bulutu mahallenin
ekmek taşıyan çiçekleri
ağzında kül
avcunda ölü saklayan yıkıntıları
kurtaracağız elbet
bir bahar sabahı
,
topuklar vuruyor yere
titreyen saçlarında saklı korku
nehirlerinde binbir ceset
sokak lambalarında kurşun izi
soluk gölgelerden ibaret
,
dişlerinin arasında ezilen öfkeni
çatılmış kaşlarını
vurulmuş başını sakla yerden
al ezelden beri hür yaşadığın
satılık şimdi sahibinden
,
yanmak gerekiyor
ve yanmak yetmiyorsa delmeye karanlığı
bir kibrit gibi tek ve hür
bir orman gibi kül olmaksa
bu ateş bizim
yak başını
.