küçücük gecemde benim, ne yazık

rüzgârın yapraklarla buluşması var

küçücük gecemde benim yıkım korkusu var


dinle

karanlığın esintisini duyuyor musun?

bakıyorum elgince ben bu mutluluğa

bağımlısıyım ben kendi umutsuzluğumun


dinle

karanlığın esintisini duyuyor musun?

şimdi bir şeyler geçiyor geceden

ay kızıldır ve allak bullak

ve her an yıkılma korkusundaki bu damda

bulutlar sanki, yaslı yığınlar misali

yağış anını bekliyorlar


bir an

ve sonrasında hiç.

bu pencerenin arkasında gece titremede

ve yeryüzü giderek durmada

bu pencerenin arkasında bir bilinmez

seni ve beni merak ediyor

ey baştan aşağı yeşil!

yakıcı anılar gibi ellerini,

bırak benim aşık ellerime

ve dudaklarını

varlığın sıcak duygusunu

benim sevdalı dudaklarımın okşayışına bırak

rüzgâr bizi götürecek

rüzgâr bizi götürecek.