Arşınladığım yollar uzadıkça geçmişten takılı halatlar geriliyordu. Sırtımda dayanılmaz acıyla yürümeye devam ediyor ve omzuma yüklenmiş olduğum yükü taşımakta zorlanıyordum artık. Bir hevesle koştuğum tüm yollar seller altında kalmış. Umutlarım toprak gibi kaymış ve ben tüm enkazın altından güneşi görmek için gökyüzüne bakmışım. Çocukken annemin okuduğu masaldaki Polyana olmuşum bu dünya hikayesinde. Şarkılar söylemiş en acıklı halimi kahkahalar ile gizlemişim. Onlarca beyaz gülün arasında dikkat çekmişim ve rengim gibi kanatmışım beni koparmak isteyenleri. Kimseye boyun eğmeden gururlu bir edayla kucaklamışım iyi ve kötüyü. Sevgiyi aradığım her sokak çıkmaz sokakmış. Ben tüm gururumu içtiğim sigara ile gökyüzüne salmışım duman duman. Eksik hissettiğim tüm anlarda hayallerimi anılara dönüştürmüşüm istemsiz. Kağıttan gemiler yapıp okyanusa bırakmışım kendimi. Dalgalarla boğuşmuş kimi zaman sıcak kumsalda keyif yapmışım. Kendimi kaybettiğim zamanlarda kağıda kaleme sarılmışım. Kendini tamamladığımda, yaşanmış olanlar yalan, yaşanacak varsaydıklarım hayalden ibaretmiş aslında. Aynada kendimle göz göze gelince farkettim yaşlandığımı. Yüzümdeki çizgileri saymaya utandım. Kendimden bile gizledim tüm yaşananları.
Bir Varmış, Bir Yokmuş
Yayınlandı