Sen adamı şair edensin!
Biz seninle bir defa kayan bir yıldıza,
Hangi hakla üç dilek tutarız?
Ne garip?
Haykırarak dilediğim her şey;
Ufacık bir tebessümündeki,
O çukur gamzendedir.
Varlığın sadece bana özgü bir şiir…
Zaten sana şiir yazmaya utanmadım da,
Karşında okumaya ölesiye utandım işte.
İnsanlar çift yaratılırmış!
Kocaman bir latife bu,
Ben senin benzerini düşleyemedim bile!
Bittabi eşsizliğinden dilim lal olur,
Susar kalır; izlerim inceden,
Bazenleri susarak överim işte seni…
Sahi senden başka kim var?
Susadığımı dahi benden önce farkeden…
Oysaki kapımı da açmazsın hiç,
Sandalyemi de kolay kolay çekmezsin,
Keklerin nasılda hep en lezzetlisidir?
Zarifliğin beni şaşkın eden bir med cezir…
Bir insan farkında olmadan nasıl ezberlenir?
Söylesene ey sevgili!
Nasıl bir çikolatanın dahi açma adabı vardır?
Sen o bardağa nasıl öyle narin davranırsın?
Yavaş yavaş içersin hep,
Sakince ve azar azar…
Söylesene ey sevgili!
Nasıl bana her dokunduğunda;
Parmaklarının arasından şefkat sızar?
Bana en güzel ev oldun da,
Sen bilir misin harabeleri?
Yanından geçenler bile farketmez…
Ne garip?
Oysaki biz seninle birbirimizi,
Harabelerimizden tanıdık…
Sağ gözünün hemen altındaki ben.
Bana şahit olmadığım ama,
Seni çok acıtan o gözyaşını hatırlatır…
Söylesene ey sevgili!
Bunca kederin içinde nasıl yaşanır?
Seni öyle çok seviyorum ki…
Bazenleri kıskanır bendim, içim acır.
Seni tanımadan ölmemek,
En büyük minnettarlığımdır.