Uykularda kalır en güzel rüyalar,
Biz şeytanlar uykuyu sevelim diye.
Günah der biri, bir diğeri ayıp,
Yine de durmaz sevişir aşıklar.
Kimisi yanar, kimi pis kokar,
Dinmez yangınlar cayır cayır yanar.
Yağmurların Tanrım... Yağmurların...
Yerden yükselir kirli, gözlerim oluk oluk yağar,
Kulların Tanrım, bu devran döner derler,
Olmasa da bu aşklar, olmasa bile bu aşıklar,
Rüyalarda saklanır, sessiz aşıklar,
Islanır kağıt yağmur sanır,
Onlar gülerler ama biz hep yarım,
Biz delilerin yarasını kanlı sanrılar kanatır...
Kanlandı rüyalarım, seni görmüyorum sanma,
Islandı kağıtlarım... Sevgili sana hiç yazmıyorum değil,
Kamburum yok, gözyaşım hiç. Bitmiyorum değil...
Uzakta baş göstermiş sarılanların, bilmiyorum değil,
Ben koynunda yılanların, yürümekte bu yolları,
Uzakta sen, elinde bir kuru tütün beklemekte yarınları,
Sev derdin bana, kaç şiir yazdım bu çiçeğe,
Bekledim de durdum, gözümde yaşımla,
Ne bir meyve sundu bana, ne bir koku,
Gördüm artık, yüreğimde bir çiçek bile büyümüyor...
Neyse... Edeceğim yine de dualar, söyleyeceğim şarkılar.
Ki zaten geçip gitmekte yıllar, bitmekte elbet bir ömür.
Şeytanlar, seviyor bu rüyaları, melekler bir duaya hasret,
Aklım bir satırda sende, ötekinde bilmediğim benliğimde,
İşte bir dize bir şiir derken, ne anlattığımı unuttum ben de,
Nihayetinde bir şeytansam, severim uykularda bıraktığım rüyaları,
Bir meleksen şayet, bir şeytanın rüyaları kapalıdır, ruhsuz ruhuna.