bizim bir faruk vardı, arkasına bakarak yürürdü.

neden arkana bakarak yürüyorsun diye sorduğumuzda

önüme bakan biri zaten var derdi.

 

bizim bir faruk vardı, hayalleri süslüydü.

yat alacak, batıya açılacak,her karadan bir kadınla sevişecek, Japonya’ya vardığında vefat edecekti, neden Japonya derdik

uzun uzun gülümserdi sigaradan yudumlarken.

 

bizim bir faruk vardı, lisansımı yapıyorken tiyatroyla ilgilenirdi.

niye diye sorunca da ben bu iş için dünyadayımdı cevabı.

 

 

bizim bi faruk vardı, her gün doğum günüydü.

her gün onu kutlardık kafelerde barlarda.

her biranın her şişesi kırılırdı kafalarda,

gülerek kaçışırdık Eskişehir barlarda.

 

 

bizim bir faruk vardı bir de sevdiği kız vardı.

kızcağız neredeyse oradaydı kendisi, soruyorum ne oldu? Evlendin mi o kızla?

faruk konu değişiyor, beklenmedik bir hızla.

 

 

 

bizim bir faruk vardı, memur olmuş şimdi.

soruyorum neden ulan? Ne oldu oğlum sana?

uzun uzun gülümsüyor sigarayı yudumlarken.

.

.

.

sizin de bir faruk var mı? Eğer varsa o faruk da bizim faruktur.