Hoşça kalamadım Crane
Sylvia’nın fırınını arıyorum
Üzerimde Chatterton erkenciliği
Şu hayatta en çok Urmuz’u anlıyorum
Ceplerimde Woolf’un taşları var
Ferruhzad boş yere yaşamadı ya
Orhan Veli’yi çalan çukurda,
Oğuz Atay gibi son şakamla:
“Sevinmeyin, daha ölmedim.”
Ama ölmeyeceğimi de garanti etmedim
Bu arada Kosinski,
Şu poşeti indir gözünü seveyim
Edebiyat soru eksi cevaptır
Peki Barthes, şu kamyon da neyin nesi?
Zweig, sen o yatakta geberdin diye
Faşistler kumandayı devretti mi
Ve hâlâ hiç kimse Caicado kadar
Sözünün eri değil
Son anında yanımda olsaydın Lionel
Son duyacağın keskin bir kahkaha olurdu
İstanca Dağları eteklerindeyim
Sabahattin’i gören yok mu?
Hangi şeytanın ölü canlara oyunu şimdi
Hepimizin çıktığı Gogol’un paltosu
Kitap dükkanlarına farkında olmadan dadanan
Erken göçen küçük yaşlı adam
Fitzgerald’ın kalbi gibi krizde
Üstünü Tolstoy ile örttüğüm yaram
-Tennessee’ye de diyeceğim var
O ilacı alma
Bir aksilik çıkacak-
Byron gibi uyumalıyım artık
Bu şiiri Yesenin’in yoluyla yazdım
Şimdi yerini öğrenebilir miyim
Hemingway’in beynini uçuran av silahının
Defolmadan üzerimden Puşkin aptallığı
Salgari öfkemi dindirecekseniz
Balzac’ın elinden fincanını alın
Adel Gece Demir
2020-11-15T20:19:01+03:00Şiirdeki arkadaşlarla rüyamda oturup çay kahve içtiğimi düşünürsek hiç de haksız sayılmazsın Esra abla :)
Adel Gece Demir
2020-11-15T17:35:26+03:00Ahahaha çok güzel yorum, teşekkür ederim :D
Atakan Aydın
2020-11-15T17:25:50+03:00Şiir adeta okuma rehberi gibi, kalemine sağlık adel.