Boğazımda boğuntu

Çırılçıplak parmakların damar damar göğsümde atıyor

Ve kuşku ve korku ve yas

Omzumda herhangi bir ülke sönüyor

Adımlarım kırağı

Zarafet belki ihtiyacım olan ama koynuma hep hüsran düşüyor

Son bulacak güz, çıtırdayan yapraklar yeşerecek elbet

Ayak ucumdan baş ucuma sızım sızım sızlıyor gözlerindeki ağu

Ben bir şeyi özlüyorum

Uzak, yakın

Yakın, uzak

Özlem bir gece yarısı canavarına dönüşüyor

Aynama gölgen yapışıyor

Gece beni koynunda uyuturken sesin masalımdan bir parça koparıp dişlerine takıyor, parçalıyor.

Parçalanan, masalımdan ötesi oluyor bir anda.

Zaman bizim için durmuyor ama bize de akmıyor.

İsmini bir kitabın arasında kurutuyorum, pul pul dökülüyor.

Boğazımda boğuntu

Hançerleniyor sararmış saçların, avuçlarıma dökülüyor

Seni ayakta alkışlıyor ellerim,

Ellerim acınası bir umuda tutunuyor

Kendime saygımı kaybediyorum,

İşim yokuşlara yatak seriyor


Rüyalara inandım, sana da

Baharlara inandım, sana da

Manzaralara inandım, sana da

Tozlu raflar arasından bir fotoğraf düşüyor göğüme

Göğümü bir sis kaplıyor, menekşeler dönüşüyor kederlere

Duvarlarını omuzlaya omuzlaya sınırı arıyorum ıssız

Boğazımda bir kirpi adımlıyor

Çize çize evrenimi avuçlarına, duvarlarını omuzluyorum

Saçların hâlâ sarı mı bilmiyorum

Saçlarım beyazlasa

İmkansız artık istemek bahar yelini

Kaldırım çatlaklarını sayıyorum, adımlarını sayamıyorum

Uzaktan bir leyl söylüyor koca gövdeli çınar

Boğazımda boğuntu

İpler gergin asla elime alamıyorum

Uzak diyarlarda iyi hasletler yaşardı ve sızardı bağrıma

Bağrım ıslandı keskin kılıçla.

Boğazımda boğuntu.