neredeyse her şeyin tek bir tuşla durdurulmasının mümkün olduğu bir dünyada kafamın içindeki sesleri bir türlü durduramıyorum. zifiri bir karanlıkta ve çıt çıkmayan bir sessizlikte pazar tezgâhlarında pazarcıların seslerinin birbirine karışması gibi iç içe geçmiş onlarca düşünce…
ne istediğini ne hissettiğini ne düşündüğünü bilememek insana bazı gecelerde boğazlı kazak giymiş hissi uyandırıyor. oysa ben kolye takmayı bile sevmem. mümkün olsa da şu boğazlı kazaktan kurtulup bir rahatlasak ama kaldı işte bu düğüm.