Dün katıldığım bu mecrayı pek bir beğendim. Benim gibi bir sürü defteri, dağınık yazıları, anıları, günlükleri olan birileri var biliyorum. Malum adımımızı attığımız gerçek dünyada her üç kişiden biri ince düşünceli hassas değil, tabii olmak zorunda da değiller ama bir insan nasıl olurda düşünmeyi, gözlem yapmayı sevmez benim aklım almaz...

Bir süredir düzenli, disiplinli bir hayatım olması için çabalıyorum, erken kalkmalar, spor, yoga, meditasyon denemeleri, insan elemeleri..Bana çok iyi geliyor ama aynı zamanda bir baskı ve kaygı getirisi de var. Kendimi zorluyormuşum, kendim değilmişim gibi oluyor. Bizler her şeyi denemek zorunda mıyız? Sınırlarımız yok mudur? Kendimi tanıyacağım diye zamanımı yok edip kendime işkence mi yapıyorum acaba? En azından ne istemediğimi bilirsem ne istediğimi bulurum belki. Her neyse tüm bunların amacı, çıkış yolu sanırım elinden geleni yapmak, iyi hissetmek , çabalamak, en ufak bir hareket çok kıymetli ve öğrenmek, yeniden gözlemlemek, farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak...Hey Dünya! Sana meydan okumuyorum, savaşmıyorum, ben her şeyi yapamıyorum, tüketmiyorum seni çünkü ben hâlâ bir çiçeğin üzerine konan beyaz kelebeği görebiliyorum, bahçedeki böğürtlenlerin dikenini değil tadını bilirim, çam ağaçlarının mis kokusunu içime çekerim... Hoşça kal gece ve yıldızlar, umarım bu bir denemedir ....