Dekor niyetine karanlık bir sahne

Kan kırmızı bir perde

Kanın simgelediği bir oyun

Tek spot ışığı

Alnımdaki fay kırığı çizgilere gömdüğüm mezarlıkları aydınlatacak

Sağımda boşluk, solumda boşluk

Kalbimdeki boşlukla cenk edecek

Arkamda siyah bir duvar

Duvarın diliyle konuşan ben

Sınırlarımı belirleyen o duvarın taşlarını kıblem belleyeceğim

Önümde koltuklara oturmuş ölüler

İzleyicilerin hepsi ölmüş en azından yüreğimde

Zihnimde canlandırdığım o en eski sözcükler

Yeni yetme sözcüklerin canına okuyacak

Kapılar kapandı en azından zihnimde

Buyurun yerlerinize

 

 

1. Perde


Sözcüklerin küflendiği boşluktaki dramdır bu

Duyguların bütün hacmiyle var olmaya çalıştığı

Boşluktaki sözcükle düellosudur

Atlasta uzun bir mevsim olarak bütün çağlara

Anahtarını arayan bir kalbin matlığına

Çiğ bir sestir

Duyan var mı

Eşiğinizin sınırında tılsımlı bir armadır bütün varlığım

 

/dedi ve düşünceleri zihninin kanyonlarına aktı çağıldayarak

 

1. Monolog


Ağzımda taşıdığım sözcük

Zihnimde geçirdiğim cümle

Kalbimde sakladığım duygu

Uyuyor mu sizinle benim aramdaki boşluğa

Bilemiyorum

 

 

2. Perde


Sözcüklerim sesinizde deri değiştiriyor

Gömlek değişir  gibi yabancı kalıyorsunuz gözlerimin tansıklığına

Suflör bana bir sözcük mırıldan dilinin odalarında büyüyen

Dağarcığımda yerli bir yalnızlık esiyor

Demirbaş bir yalnızlık bu ruhuma zimmetli

Büyülü bir söz söyle suflör

Bütün sahnelerde ifşa oluyor yokluğum

 

/dedi ve sözcükler zamandan sahnenin dışına taştı

 

1. Epizot


Kaç kadeh kaldırmak lazım unutmak için

Boşluk ne ile dolar

Sözcük neyin külüdür

Hangi söz yaralara merhemdir

Tülden bir pelerin istiyorum sırtımdaki yaralara

Sizlerin donuk bakışları arasında

Dramatik sanatların bileğini keseceğim

Bütün kanlı olaylarda düşüncelerimi kemireceğim

Yankısı fon olacak alkışlara

 

 

3. Perde


Balçıklı bir cümledir ağzınızın boşluğunda titreşen

Doğaçlama bir diyalogun anlaşılmaz ıssızlığında

Sessizliğin rengidir koltuklarda beni izleyen gözlerin

Sahnede bütün çıplaklığıyla ben

Ellerimi ne yapayım suflör

 

Sözcüklerim atomu olan harflere bölünüyor

Bakışlarım boşlukta sallanıyor

Kalbim göğsüme sığmıyor

Biri işaret ediyor beni bütün köhneliğiyle

Biri fısıldıyor yanındakine, fısıldaması kuklalarıma hançer

 

/dedi ve yalın bir gerçeklik kondu düşüncelerin doruğuna

 

 


4. Perde


Adapte bir oyun bu, yerli bir kimsesizliğe

Mimiklerim bana ait değil ey izleyiciler

Sesim boğazımın kuyularında ip bekliyor

Sesimi nasıl ulaştıracağım suflör

Anlamı olsun istiyorum jestlerimin

Dublajlı bir yalnızlık bu

Alt yazısı bilmediğim bir dilde akıp gidiyor zamana

 

/dedi ve yeni bir çağın eteklerinde toplandı sözcükleri

 

 

2. Epizot


Zamanın alengirli sofrasında yitik bir sözcüğüm

Boşluğumu arıyorum sahnede

Sahibimi arıyorum perde inmiş gözlerinizde

Bir işaret, bir ışık, bir ses, bir mucize bekliyorum

O zaman mutlu kılınırım antik bir tiyatroda

Taşın diliyle konuşabilirim

Zamanın keskinliğiyle bağırabilirim

Gökyüzünde yıldız olabilirim

Beni suçlayan parmaklarınız uzağıyla ölçecek kalbimi o zaman

Yakınlığıyla bir aktörüm şehvetli teninize

5. Perde

Suflör bu hangi boşluğun yerçekimidir kurtulamıyorum

Daha kaç perdesi kaldı bu ömrümün

Oynayamıyorum bu oyunu

Trajedisi fazla kalıyor dudaklarımın kıvrımında

Sihirli sözcüğü söyle bana

Bu büyü bitsin

Hilkat garibesi olmaya devam edeceğim

Saat on ikiye vursun

Bu balo işkenceye döndü bütün bulvarlarda

 

/dedi ve bir masaldan giriş yaptı yalnızlığın kuytularına

 

 

3. Epizot


Ey izleyiciler

Ben bir figüranım sahnede tozu ciğerlerime çeken

Yalnızlığımın katmanlaşmış tozunda ünsüz biriyim

Ağarmış şakaklarımda zamanın izini kovalıyorum

Bana öyle bakmayın bakışlarınız ruhuma darbedir

Üç maymunu oynayın bütün gölgelerde

 

 

6. Perde


Repliği neydi o can vurucu oyunun suflör 

Yardım et bana Allah aşkına

Çıkamıyorum bu işin içerisinden

Dilim hangi sözcüğün ensesinden tutsa

Boşlukta silik kalıyor cümlelerim

Hafızamda bana ait bir şey kalmadı

Her şeyimi aldılar, sömürülmüş bir benlik kaldı geriye

Geriye dublör bir sesim kaldı o da bedenimin ana dilidir

Tek akrabamdır beni görünce selam veren

Hasmım da beni işaret eden şu izleyicidir işte

Oynamaya çalıştığım şu oyununda

Bana oyun oynuyor

Oynama!

 

/dedi ve sözün büyüsü sardı bütün gramerleri  

 

 

7. Perde


Sığamıyorum şu sahneye suflör

Ben hiçbir yere sığamıyorum

Dar geliyor bütün zamanlar, bütün mekanlar

Bir boşluğa bile sığamıyorum

Boşlukta hacmimi arıyorum

Kütlem sözcüklerimden daha hafif kalıyor

Seyirciler boşluk namına gözlerime bakıyor

 

/dedi ve yeni bir ağırlık çöktü ruhunun pas tutmuş demir parmaklarına

 


2. Monolog


Neredeyim ben, üzerime kostüm olarak geçirdiğim şu ten

Eğreti ve esrik kalıyor bütün duygularımın huzurunda

Ruhumun divanında tebdili kıyafet olarak ağzımdan çıkan sözler

Anlamsız kalıyor bütün sahnelerde

Kendimi doğru anlatıyor muyum

Sözlerim aklın ve kalbin süzgecinden düzgün geçiyor mu

Sorulara gebe bir varlığım bütün dünyada

Cevabı dudaklarınızdan dökülecek

Gözlerinizden okuyacağım bir anlamı

 

 

4. Epizot


Ey seyirciler

Göğsümüzdeki o savaş haritası ile başladık ilk kanı dökmeye

Yaşam dolu her hücremiz kendi adımızı sayıklıyordu minarelerde

Kulelerde savaş naraları atıyordu sözcükler

İçimizdeki boşluğu ne zaferler dolduruyordu ne kayıplar

Bütün semavi dinlerde ilk günah olarak mozolede yer alacağız

Kandır günahların ilki

Boşluğu kanlı sözcüklerle dolduracağınız muharebelerde

 

 

Koro


Yalnızız kimsesiz bir sahnede

Savaşımız kendimizle

Hüznümüzle göbek bağımızı koparamadık

Hangi dilde konuştuğumuzun bir anlamı yok

Ortak bir kederle örülü tarihimizi yaşıyoruz

Su terazilerinin insafına kaldık

Alemlere inat tanrıca bir sesle

Sessiz bir antlaşma gibi zamana akacağız

Çünkü zaman tarihten de büyüktür

 

 

5. Epizot


Yüzümde aksesuar olarak o çok tanıdığınız maskesi gülümsemem

Diksiyonu bozuk bir cümle olarak varlığım

Akustiği bozuk olan kalbinizde yokluğum

Karakter olarak var olmaya çalışıyoruz dünya denilen sahnede

Birazdan kulise döneceğim, oyun bitecek

Fay kırığı çizgilere yeni bir çizgi eklenecek bütün fotoğraflara inat

Anısı kalacak bütün zamanlara hasret

 

 

 

8. Perde


Senaryosunu kim yazdı bu oyunun suflör

Hangi rejisör bu rolü bana biçti

İnsan kendini oynayabilir mi düzlüğün sularında

Tanrısı olabilir mi dağların yalnız doruğunda

Sözcüklerin boşluğunda kayboluyorum

Bu metin hayatımın özeti bütün antolojilerde

Bütün senfonilerde çığlığım, tuvallerde rengim

Mutlu bir son istiyorum bütün yazarların kalemlerinde

Kaderin yazıldığı o efsunlu zamanlarda

Kurgusu yeniden yazılmalı bu oyunun suflör

Yazgısı yeniden düzenlenmeli her yaşımın

 

/Ve suflör sura üfledi yeni başlangıçlar gerekli ya da yeni oyunlar