Şimdi susuyorum
Belki çölden bahsediyorum
Bazısında hüzünden
Kara coğrafyama çöken
Ruhumdan kopan her dem
Bıçak gibi kesiyor derimi kendimden!
Şimdi nereye dönsem başımı, bulamayacağım seni
Bunu bilmek kederin kendisi zaten.
Yitecek umutlarım
Ama korkmayacağım
Derler ya en evvelden beri kulağıma
Her günün sabahı zifiri karanlıkta saklı.
Duracağım şimdide.
Düne geç kaldım ve yarına henüz erken
Şimdiyi neşe edeceğim kendime
Sevilay Baytur
2023-06-14T04:08:07+03:00Şiirlerim hakkında yorum aldığımda inanılmaz mutlu oluyorum. Ya da birilerinin merak edip ardındaki şeyleri öğrenmek istemesi beni fazlasıyla mutlu ediyor, asıl ben teşekkür ederim ben de çok mutlu oluyorum. Dilerim diğer paylaşımlarımds da sizi görürüm, hoş kalın! ☺️
Sevilay Baytur
2023-06-03T12:19:48+03:00Merhaba Çiğdem, öncelikle kusura bakmayın,bildirimleri pek kontrol etmiyorum yorumunuzu yeni gördüm. Şiirin ana konusu hasret ve buna dayanamamaktan ziyade dayanmak istemeyen bir insan. İlk dizede yer alan susuyorum kelimesini hem susamak hem de susmak anlamında kullanmaya çalıştım, iki türlüsü de sonraki dizeler ile ahenk içinde. Susamak olarak kullanılınca fiziksel bir açlık, istek olduğunu söylerken susmak olarak kullandığımda acizlik ve yorgunluk hissini vermek istedim. Beş ve altıncı dizelerde ise ruhsal yorgunluğun fiziksel ağrı ve acılara dönüşmesini, ruhsal yaraların sebep olduğu acıların ne kadar yoğun olduğunu işledim. Derin ve dipsiz bir kuyu gibi görünen bir platonik aşkta onu göremedim, çok aradı gözlerim ama bulamadım. En umutsuz olduğum dönemler o zamanlar sanırdım, o yüzden zifiri karanlık olarak adlandırdım ve bunu güneşin dogusu ile bağdaştırdım. O karanlığı yaşadığı için mi güneş çok parlak gelir yoksa güneşi beklediği için mi bilemedim, o yüzden o karanlığı da en iyi yaşaması gerektiğine karar verdim. Her neşe, kendi zamanında gizlidir. Dilerim neşenizi hiçbir zaman kaybetmezsiniz!