Gece, ipek kumaştan gökyüzü
Mavi rüya kuşları sıcak evimden kopuşumu kutluyorlar
Şimdi uzak yerler gibiyim aynalarda
Ve bazen göçüp gidiyorum sabah yağmurlarıyla
Göçüp gidiyorum sevdiklerimden
Öğrenemedim bazı zamanlarda bazı yüzlere gülmeyi
Kendime yabancı oldum
Hiç tesadüf etmedi benimle ıssızlıklar
Hiç görmedim beyaz gözlerini insanların
Umudun dudaklarını kırmızıya boyadığında
Kâh harabeler vicdana geldiğinde
Rüyanda gördüğünde beni yeni yeniden
Kâh kahve fincanların kırıldığında
Alev alev yanacak bir yüreğe dönüştüğümü hatırlat bana
Tutunduğum ne varsa al ellerimden
Parmaklarımı kır hatta yak gözümün önünde bütün kitaplarımı
Bana gerçekten acı veren şeyleri seçemiyorum
Bir kuşun alçaktan uçuşuna içerliyorum bazen
Bazen sehpaya bırakılan çayın soğuması üşütüyor bütün hislerimi
Öğrenemedim bazı zamanlarda bazı yüzlere gülmeyi
Yüksek binaların neşesini kıskandım zaman zaman
Oysa ne de hiç doluymuş bazı apartman daireleri
Karşı karşıya gelemeyen onca insan arasında yitirilmiş birkaç kelime iltifat arasında
Çok mu dilek diledim acaba
Kaymayan yıldızlara inat
Sigara içmeye erken başladım veya
Gizli işlere aklım ermeye başladığında fazlasıyla büyümüştüm belki de
Kırılan bardaktan özür dilerken kendine saygı duymuyor dediler mi bana da
Kuş yuvasını dağıttığımda ne de çok korkmuştum Allahtan
Bir cezası olmalıydı sonuçta
Sahi, bütün bunlar iki yavru kumrunun ahı mıydı yoksa?
Mehmet Karadeniz
2020-07-27T23:44:13+03:00Konu temasını anladığımı düşünüyorum. Hoşuma gitti fakat işleyiş kötü gibi. Bütün olarak beğenemedim. Ana temayı daha iyi işleyecek kelimeler bulmalısınız bence. Başarılar.