Bu ülke nasıl oluyor da daha hala ayakta durabiliyor? Aklımdaki soru bu.
Her yer karanlık. Gecekondu üniversiteler var. Eğitimde bilimsellikten uzak olduğu söylenen yeni müfredat kabul edildi. Zaten ülkede bilimsel çalışmalar yapılabiliyor muydu ki daha ne olacak?
Herkes bir umutsuzluk içinde. Enflasyon almış başını gitmiş. Halkın %70i zor koşullarda yaşamaya çalışıyoruz. Bir mirasyedi olarak ekonomide yerini aldı iktidar ve cumhuriyet kazanımı fabrikalar satıldı, kurumlar Örn DPT kapatıldı.
Kültür sanatta durum ne diye bakıyorum. Bir kısır dönem içindeyiz. Sanat özde muhaliftir. Baskı ortamında yeraltına iner. O yüzden doğru tanı koyamayabilirim. Ama İslami cephe de yeni bir ses, soluk getiremedi. Üstelik küreselleşmenin ağır tehditi altındayız.
Bütün bunlar arasında demokrasiyi de sorguluyorum. Halk gerçekten kendi kendisini mi yönetiyor ya da sadece buna inandırıldık mı? Hem pohpohlanıyor, yüceltiliyoruz hem de çoğumuz ülkemizde demokrasinin olmadığını görmüyor. Bir yanılsama içindeyiz. Yanılsama için 'herkese oy hakkı' icat edilmiş. Güya yönetimi çoğunluk belirleyecek. Ama halkın niteliği üzerinde durulmamış. Üstelik çoğunluğun görüşü kolayca biçimlendirilmekte, saptırılabilmekte. Unutmayalım, ülkemizde alnı secdeye varıyor diye bir parti iktidar yapıldı. Çoğunluğun niteliği bir parti politikalarının inceliklerini anlamaya yetmiyor diyebiliriz.
O zaman diyebiliriz ki, çoğunluğun görüşü aptallıktan ya da cehaletten, yani bir yetersizlik halinden başka bir şey değil.
Ülkemizde sayısal 'eşitlik' dışında hiçbir başka eşitlikleri olmayan insanlar entellektüaliteyi dışlamıştır.Bir başka ifadeyle Demokrasi entellektüaliteyi ve aydınlanmayı ortadan kaldırıyor. Her alanda bir dağınıklık, düzensizlik var. Neye dokunsak elimizde kalacak. Sistem, yüceltilen kendi sahte entellektüel ve seçkinlerini yaratmıştır. Onlarda kaymağı yemekte ve çözüm sunamayacakları bilinciyle sorunları boğuntuya getirmekteler.
Bu ülke nasıl oluyor da hala ayakta durabiliyor, şaşırıyorum.