Bir otobüste hissettim kalbimi

ilk olarak

bu ikinci seferim değil

artık biliyorum ki yok bir kalbim

Birkaç taş çevreleyecek mezarımı;

çıkışımı arayacağım,

iki yanı kıskaçlarla kıstırılmış

dört bir yanımda.

Sabah sekize varacak

bir direğe çarpmışım kadar sekiz.

Ben olsam ben de dönerdim sırtımı

bana

önce sarıp sarmalandım

sonrası soğuk bir mezar taşı lügatımda.

Bu yolu benimle yürüdünüz

ben bunun ağırlığında yıllarca...

Bir akşamüstü ettim son vedamı.

Benim için telaşlı ayaklarınız

bir kuş sürüsüyle denk düştü

köy mezarlığında

Garip bir mahalle kokuyor

gözümü kapatıp yürüdüğüm

sırat köprüsünde

İki elimi buluşturan yalnızlıkla

kirli ve pasaklı bir yola düşüyorum.

Düşüyorum sanıyorum,

sendeliyorum.

Duruyorum ve soruyorum

NEDİR BU İZDİHAM?

TANRIM AL BENİ.


Peşini bıraktım bütün arzularımın.

Cenazeme hoş geldiniz.

Taşımayı(n) bırakın

sürünmeye yüz tutmuş cesedim

bulur topraktaki çukurunu.

Çağımın bencilliğiyle doğduğum günde ettim ilk Ah'ımı

siz

siz

sizin elleriniz

körpe karanlık bir günde suladı mezarımı.

Bıraktım etimden sütümden yetişecek tohumları,

taşta inildedim.