Bir çift ayakkabı bıraktım sokak ortasına,
Bir çift ayakkabı bıraktı beni sokak ortasında .
Eve döndüm, eve sırtımı döndüm.
"Bir oda" ne kadar basit anlamlar taşırdı,
Bir oda çok büyükmüş bilemedim.
" Yok " " Var" dan ağırmış dedim.
" Yok " dediğimde omuzlarımda koca bir çınar,
Çınarın her yaprağı bir ton basar.
Ben ki gerçeklerin çirkinliğiyle
Her sabah yüzümü yıkardım.
O sabah kalktım ve gerçekler
Gerçek olamayacak kadar çirkinler.
Ve ben bu sefer tüm çirkinliğimle
Gökyüzüne çevirince yüzümü
Gök yüzüme vurdu yüzsüzlüğümü.
Tek bir kelime: " Yok " dedi.
Yok neydi? Beni delirtecekti.
Yok:
Gece mutfakta otururken
Bir ayak sesi, bir nefes dedi.
"Yok" ne kadar da var, ne kadar da ağır ve yaman.
İnsan zayıf. Bir " yok " ile darma duman.
Yoktan var eden yok ile de yok edebilirmiş.