Aşikar olan aşina olmaya başlayınca bile bir umuda sığınıp müphem bir süreyle hüzne başrol vermeye devam edebiliyorum. En büyük saflığım.


Tam 6 ay olmuş, yerden küçük papatyalar toplayalı. Tedirgin bekleyiş, sevgi dolu bir yürek, mektuplar, günlükler, gözyaşı.


Geçen süreyle birlikte zaman mefhumunun kaybolduğu bir anda bazen hâlâ aynı mekanda hatırlayıp dalmanın, rüyalarda görmenin verdiği anlaşılır şaşkınlık ve hüzün ile arafa düşüyorum. O anda da yan yana getirmeye gönlümün razı olmadığı zihnimin yok saydığı harfleri, dilimin yasakladığı kelimeleri, cümleleri sevdiğin birinden duymanın acısını hatırlayıp derin bir ah çekiyorum.


Peki insan kul olduğu kapının kapandığını görürse ne eyler? O kapının başkasına açıldığını görmek için mi beklemeli hâlâ kapıda?


Kaderimi tamamlayacağım yer beklediğim yer değil belki de.


"Gönlümüzü gök gibi eyledik", açık bir deniz gibi akıntılarla baş ettik. Olmaza olur dedik, yapmayacağımız şeyler yaptık; hepsi bir hoşnutluk yaratmak, gülümseme sebebi olmak, kendi olmasını sağlamak ve değer verdiğimizi göstermek içindi. Değer, başkalarının görmesi ya da onlara benzemek değil!


İnsanların, kendim gibi, sevdiği bir şeyden ayrılamayacağına inanacak kadar saf olduğumu zamanla öğrenmiştim. Ancak kendim gibi sürekli inandığım şeylerin, sevdiğimin peşimden geleceğini bekleyecek/sanacak kadar "cahil" olduğumu da yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bihaber bırakmak için elinden gelen her şeyi yapan da bir kere sesini duymayı bekleyen de aynı yolda yürüyen, saflık bedava.


Düşün, düşün, daha çok düşün... Düşündükçe uzaklaşmak istiyorum, en uzaklara gitmek. İnsan kölesi olduğu kapıdan başka bir yere gidebilir mi peki? Kapıyı gönlünde taşıyorsa gider, evet. Yani uzaklaşmanın faydasız olduğunu bile isteye gider. Bu cümleler buralardan bir süreliğine uzaklaşmama sayılı gün kala yazılıyor. İki hafta sonra binlerce kilometre ötede olacak bedenim, oysa zihnim B. kafede, F. sahilde, B. F. kafede... olmaya ve beni tüketmeye devam edecek muhtemelen.


Mutluluğu ne başkasının hayatına benzeyerek ne de başkasının geçmişini düşünerek bulursunuz, yanı başınızdakinde arayın. Sizin için fedakarlıklar yapanda. Haklı olmaya çalışmayın, mutlu olmaya çalışın. Benim tek isteğim hep buydu: Mutlu olmak, mutlu etmek. Bul beni!