Gülmek bir isyandır bazen
Dar ağacına gönderirler de seni gülümsersin hani
Hayatın dayattıkları da öyle gelir bazen
Keder yapışıverir diline bazen güldürürsün de
Gülersin haline
Taşınan ruhlar benzeştiyse aynı renge
Bulanıklık söz konusu değil
Bedenler de bırakılsın ki kısıtlanmayarak
Hükmetsin, yaşatsın kendi sultanlık devrini
Seferine devam eden gemiyi talan etmek ister bazen gönül
Kaptan değil de bir korsanmışçasına
Bırakır tanrıçaları da cadıları kestirir gözüne
Gitme o yola, ürkütür, karanlıktır
Ardında kalan da senin parçandır
Parçalar da gizler, korur, taşır soluk almayanları, ceset değildir
Bozulur ağıtlar, ruh yaşayandır
Gerçekliktir, gerçeğimizdir, ışıl ışıl olan odur
Ruhunda kalan odur
Kalan parçalar ise yoluna yoldaş olur
Dokunduğunda yandıysa buzdan kütle değil
Sıcak bir küldür, bedeni gözlere ışık
Işık kırmızı, sek içerken ben hayatı
Sen doldurursun buzlu bardaklara ruhunu
Alışılmış olan kabulleniştir, sıyrılmalı bu kesin düzenden
Gel-gitlerle serbest kalmalı ki ruh
Yükselsin, alçalsın denizler
Hayat bulsun
Kurulmasın kurulu düzenler
Salarken hayatı yeniden ışık yakmalı
Akıl, gönül, ruh, üretmiştir kendi anlamını
Aktarışlar sorunludur, aktıkça yolunu bulmuştur
Belirlenmeyen, belirsiz olan yarınlar görülmeye mahkumdur
Acı çekiliyorsa kesin çizgilerinden hayatın
Ona uymamalı
Yeniden vermeli şans taşıyan lütufları
Yenilmeli ruhuna, bana
Gizem Bayram
2024-07-15T22:03:49+03:00Bir mücadele ki mücadele olmak için de başlamamıştır. Yüreğinden süzülenlerle oluşturmuşsundur bir deniz, atılan ağlar ne yakalamıştır da neyi görmüştür meçhul. Gelip geçer yolcular evet ama bir avuç kütleye yerleştiyse bir yoldaş memleketsiz değilsindir. Kıtaları avucunda dağıtıverirsin. Yolculuğun iki deniz arasına sürüklenir. Belki aşındırırsın oradaki toprağı günün birinde? Yoldaş olmak küçümsenmemeli bence
Varg Nayhan
2024-07-15T20:15:44+03:00Kişinin gerçekten benimsediği, sinesine çekip yüreğinden süzdüğü, göğüs gerdiği mücadele en güzel mücadeledir, yoldur. Yolcular, yolcudur değil mi? :D Gelip geçerler.. Kıtaları da elinde tutsan devam ederler. Toprağının yerlileri elbet yerleşecektir, taşını toprağını gerçekten seven o memleketin insanları. Bu yüzden bu noktada kıta bozulmamalı, gerekirse mücadele içinde mücadele!
Gizem Bayram
2024-07-15T19:20:37+03:00Katılıyorum, hepsine. Yalnız savaşçılarız, öyle de olmalı, ne kadar yalnız yaşayamayan varlıklar olsak da. En baştan beri yapmaya çalıştığım buydu. Yani ulaşılsın istenen topraklara, yer edinilsin, küçük bir dünya kurulsun ve kendini göstersin: desin ki işte bak buradayım, her şey uğruna geldim. Ama hayat sunmazsa eğer içten taşanlarla, aklındakilerle bir yol, zaman akıp giderken sürekli arayış halinde olursan ve istediğin neticelere ulaşamazsan? Bazı şeyler için becerememeyi de becermek gerekiyor sanırım. Yol aranıyor, hep aranır zaten de sonu gelmez yolların. Bu şekilde yalnız mücadele sebebi nedir? Soyutsal bir çark değil midir o da? Sıkıca kavramamış mısındır ucu bucağı artık görünmeyen bağları? Yalnız da olsan tek kişilik olmamıştır o zman bazı mücadeleler. Yaratılırsa eğer o etki alanı, sonunda birlikte gerçekleşen bir mücadele en güzel olan değil midir?
Varg Nayhan
2024-07-15T16:32:48+03:00Pek sanmam, mücadele kişilel, insanın içinde yaşanan yeri geldiğinde kopan fırtınalar, yeri geldiğinde huzur verici tatlı bir son bahar rüzgarıdır. Doğal olarak mücadele kişinin kendisine münhasır, bu savaşın etkileri, gerekçeleri ve neticesi başka bir omuzda veya yüreğinde vuku bulur. İçtenlikle soyut bi' etki alanı yaratırsın etkilersin insanları, kalplerine yerleşir, kanlarında dolaşır ve akıllarına yerleşirsin. Fakat yalnız geldiğin gibi yalnız gidersin, yalnız savaşır, yalnız kazanırsın. Neticelerin vasıtasıyla sırt sırta kalırsın diğer ortaklarına, sırtının ardında olanlara. Ve bu noktada onların içinde yeni gemiler yakılır, telaşlar başlar mücadeleler devreye girer. Sistematik yüzeysel çarkın dışında soyutsal başka bir çarktır bu sanırım.
Gizem Bayram
2024-07-12T18:41:53+03:00Ayıklamak için kıyamet gerekliydi, gerçekleşti. Deştim içimi yeterince, akıtabildim mi bilmem. Mutluluk bir masaldır, hayatta mutlu anlar saklıdır. Keder de onları elinde taşır. Bağlardan bahsedince, hissedilenlerle dizilir anlamlardan bir yol önüne. Amacın iyileştirmek olmuştur artık, çıkarsın kendinden. Ki kendi içinde dönüp durmuşsundur yıllarca ve kırmışsındır bu zinciri. İyileştirmek birlikte gerçekleşen bir eylemdir ve başka şeylere yönelir. Taşıdıkça tüm bunları, korsanlar da tanrıçalar da ancak o zaman yol gösterir. Mücadele sırt sırta, omuz omuza gerçekleştirilir. Gülümseyelim o zaman içtenlikle, umarım kadeh kaldırılır birlikteliğe.
Varg Nayhan
2024-07-12T17:12:21+03:00Gülmek bazen bi' kutu gibidir; bu hayatın işçiliği, zanaatı saklanılabilir.
Keder bazen mutluluğun, umudun ve yegane amaçların bi' zati kendi dayanağıdır.
Evet, bazen gemileri yakmak gerekir, varmak için. bazen yolculuğun sürdürebilmek için.
Anlamlar bazen anlamsızdır, aynı bir korsan gibi. tanrılar, tanrıçalar çok sıkıcıdır. sıradandır. ama korsanlar öyle midir? Elebette hayır.. Bazen bi korsanmışçasına yüreğinin kılıcıyla ayıklamalısındır kendi benliğini, zincirlerini paramparça, yüreğinin suyunu akıtıp, mücadelenin içinde bulmalı. peki tüm bunlar nerede saklı? anlamı? amacı? gerekçesi?