Dünya damlamış odaya insan suretinde,
Çağırır ağızda bir zılgıt herkesi...
Bir incelik havasıdır soframdaki
Yüreklere serpilmiş.
Itri bir koku,
Kavuşmak için debeleniyor sinir uçlarıma...
Çatırdıyor birkaç gevrek,
Lades tadındaki çekişmelerde...
Damakta tat bırakıyor poy ile sırlanmış peynir,
Mutlu yüzler çiziyor ressam ,
Tek renkte titreşen bir koşuşturmaya sahip bedenlere...
Ferdi temsiliyetler diyarı oldu oda,
Bayraksız, ünvansız, sade...
Bir o kadar yalın sesler,
dokunuyor tenlere incitmeden...
Kulaklar duymak istiyor ;
" Sağlığınıza!! " seslerini...
Emine Hanım mı?
Üzüm imiş bir zamanlar...
Bağından azad etmiş kendini,
Hasadını beklemeden.
Düşmüş yere salkımı...
Ezilmiş, beklemiş...
Dönüşmüş kendi kimyasında,
Yüzünü çevirmiş kırmızıya,
Ve dönmüş kırmızının semahında "Şarap Kadın..."
Asmış ömür ipine insanları,
Kimi ıslak, kimi kurumuş
Aklanmış, paklanmış, güzelleşmiş herkes
Ve almış elinden kısmetini...
Birer kadeh şarap;
pasaklı kalana, burnu akana,
terleyene, öksürene, hapşırana,
geride kalana,
dosta, yoldaş olana...
Kendinden ikram etmek,
Kimin gelir aklına...
Damıtılmış ve sek düşünceler
tüketiliyor içkinin yanında,
Meze oluyor herkes,
bir şişe rakının yanına...
Şairin mısraları geliyor hemen aklıma sonra;
* "Lokman Hekim, seni sev diyor bana",
Seviyoruz biz de...
Turgay abimin matematiği "yaşamın üç dayanak noktası var" dermiş kendine ...
Sevmek-sevişmek , yemek, içmek...
İllegal bir slogan atar gibi tekrarlar
Haklı eyleminde...
Biz tekrarlarız,
Olanca kalabalığımızla ardından,
Sevmek diye başlayan aforizmamızı...
"Saçlarında kır atlar dolaşır Turgay abimin,
Özgürce ..."
"Birincisi sevmekti.., "
Biz ilkindeyiz hala,
Koşulsuz...
Diş kirası boğma bir dem,
Biraz da demleniyoruz sonra.
Meylenmek ,
İnsanın demini almışıyla...
İlahi sarhoşluğum...
Etti mi iki...
Kulağımdaki müzik, yıllanmış meşe fıçıda...
**🎶 🎶 Asme vejiya - Ay doğmuş 🎶 🎶
Sevdiğimin sesi notalarda,
bana sesleniyor...
Elim yanağımda...
Elini yanağıma yaslarsın,
Bir biz yaratırım dimağımda.
Doğa Anam bir vahiy fısıldar,
Tüm sayılar secdeye durur,
Değil sadece üç...
Koşulsuz...
Parmakların notaya dokunur,
Yanağımın tellerine dizilir ezgiler...
"Sahne!" diyor Doğa Ana.
Bir, iki, üç ve üç, iki, bir...
Birincisi sevmek.
Hala ilkindeyiz biz...
Hala koşulsuz...