''bu sürreal kainat, sevdiği kadını bir başkasıyla evlenirken gören birinin morfin içeren rüyasıdır.''


göğün askısındaki sis gibi yatışıp yatırılırken yanan battaniyesine

bir ateş topu gibi çarpıp duruyordu bir cama göğsündeki güvercin, analjezi

çeşitli şekillerle kirlenmiş beyaz sayfası artık büsbütün yok oldu

durup seyrettiği manzaradan doğduğu güne kadar

bir neşterle kazındı tek hatıram dediği hatırası


keşke tıbbın gelişimiyle doğru orantılı olsa ruhun yarasının sarımı

oysa gün geçtikçe daha da flu olur şeffaf etim

bir yitirişin açtığı yolda ithal morfinim


önümde duran sert uçurumun sert rüzgarına bakarak

ne kaldı ki benden geriye? diye sordum 

sert uçurumun sert rüzgarında kokuna bakarak

bir neşterle kazındı tek hatıram dediğim hatıram

nefes almak için gökyüzüne bakarak