Geçenlerde A firmasının indiriminde kendime üç parça kıyafet aldım. Ertesi gün, tam ürünlerim kargoya verildikten sonra gelen ‘300 liraya 100 lira indirim kuponu’ hesabıma tanımlanınca keşke biraz daha beklemiş olsaydım dedim. Beğendiğim diğer ürünleri alıp kuponu kullanabilmek için heyecanlandım. Kuponun süresi sadece 12 saatti ve ben uyumak üzereydim. Birçok ürüne bakarken gördüğüm fiyatlar karşısında şaşırdım. Bir gün önce 125 TL’den 100 TL’ye düşen ürün, şimdi 299 TL ve benim o kuponu kullanabilmek için sepetime en az bir ürün daha ekleyip 300’e tamamlamam gerekiyor. Diğer ürünleri gezerken gördüğüm fahiş fiyatların şokunu hala atlatamıyorum. Nitekim ben o indirim kuponunu kullanmadan yatıp uyudum. Aradan bir hafta geçti, indirim kuponu her gün hesabıma tekrar tekrar tanımlanıyor ve her gün altında kullanmak için kalan süreye dair sayaç işliyor... 


Çapa Etkisi Tam Burada Devreye Giriyor. 


Çapa etkisinin en genel anlamına baktığımız zaman bu kavram; karar verme aşamasında ilk bilgiyi doğru kabul etmek, diğer bilgileri ise bu bilgi üzerinden değerlendirmektir. Bu durum aslında biz insanların doğuştan gelen en büyük kusurudur. 


Pazarlama Alanında Hepimiz Çapa’lanıyoruz... 


Bu doğuştan gelen kusuru fark eden pazarlama sektörü bu durumu da çoktan fırsata çevirmiş. Kullanım alanlarından sizlere yazımın en başında örnek verdim aslında. Biraz daha örnek verdiğimde çapa etkisini hiç bilmiyor bile olsanız hemen tanıyacaksınız. Çünkü hepimizin hayatına sızmış durumda. Mesela, herhangi bir A mağazasına gidiyorsunuz. Kırmızı bir etiket, bu ürün tam 300 liradan 75 liraya düşmüş! O an beynimizin fark etmediği şey şu ki o ürün asla 300 lira olmadı… Hatta belki de asla 75 lira kalitesinde değildi. Ya da şöyle bir örnek verelim, kahve içmek için gittiğimiz bir mekanda üç boy farklı kahve var. En ufak boyut 15, orta boy kahve 19, kocaman bir bardak ise 30 TL. En ideal olanın direkt orta boy olduğunu düşünüp orta boy kahve alıyoruz. Buradaki 30 TL aslında bir yem...


Marketlere gelelim! Artık ayağımıza kadar geliyor. Büyük indirimlerle... Getirsinler, götürsünler... 50 TL’ye 15 TL indirim üstelik. Neden markete kadar yürüyelim ki? Neden koca koca poşetleri taşıyalım? İşte tam bu sırada alışveriş poşetimizi sanal ortamda doldurmaya çalışırken o büyük indirimlerle sepetiniz hop oluyor 90 TL! Sonrasında en az 10 TL hizmet bedeli... 


Çapa Etkisini şöyle kategorilere ayırabiliriz aslında:

-Ürün Seçenekleri: Kötü bir ürün 100 ise iyi bir ürüne 300 ödenir!

-İndirimler: Ama 300 liradan düşmüş! 

-Çoklu fiyatlandırma: “2.si 100 lira!” (Ama normal fiyatta tanesi 30 anca.)

-Satın alma miktarının limitleri: Stoklarla limitlidir. Bu üründen en fazla on adet alınabilir.


Beynimiz bu yaygın olan satış tekniğinin etkisi altına girmiş demektir. Bu satış tekniğinin ne kadar farkında olursak o kadar etkisi altında kalmaktan koruyabiliriz aslında kendimizi. 


Sosyal İlişkilerde de Çapa’lanıyoruz Üstelik...


Madem bilişsel bir ön yargı diye açıklanan bir kavram, herkes pazarlama alanında yazıp çiziyor. Peki sosyal hayat? 


Kahneman ve Amos Tversky’ın ortaya attığı bu fikir, beynin karmaşık kararları vermesini sağlayan bu basit yol ile ilk bilgiyi çapalıyor ve sonraki kararlarımızda da bunu baz alıyoruz.

Bir insan hakkında ne kadar olumsuz şey duyarsak hiç tanımasak bile ona göre şekil alıyoruz. Ne kadar olumlu bilgiler gelirse kulağımıza, hiç tanımadığımız o insana o kadar alışıyoruz. 


Çapa Etkisi bence oltaya gelmektir. O yüzden karar verme sürecinde alınan ilk bilginin doğru olduğuna inanmak ve buna göre kıyaslayarak değerlendirmeden önce bir düşünün derim...