Uyumsuz bir düşe düşünce yürek

Akıl set kurar, geçit gerek

Fark arada aşılamaz bir dağ

Ferhat yok bu hikayede

Dağlar sapasağlam


Lübnan'da bir sedir ağacıydı

Kök salmış derinlere

Köklenmiş


Kanı karıştı içime, soluğu üzerimde

Vaat edilen toprağım, eşim, dostum,

hünerli ellerim, dalım, köküm, çiçeğim

İzin ver aşayım bu dağı, ulaşayım

Yüreğimin düştüğü düşe

Düşeyazayım

Hatta düşeyim

Kurusun dilim damağım,

Kurusun köküm

Kesilsin soluğum,

Budansın dalım

Düşe kalka öğreneyim

İzin ver yaşayayım


Lübnan'da bir sedir ağacıydı

Bir bağda, bir asmada, bir dal üzüme gönül verdi

Uçsuz bucaksız ovanın ortasında bir başına

Yüreği uyumsuzu çağırır, gözü ufukta

Üzüm olgunlaşıyor asmada

Henüz bağ bozumu başlamadı

Erden kız çukuru kazacak tek başına

Üzümler şaraba dönüşecek ayaklarının altında

Sarhoş olacak asmanın ürününde



Aşılamaz heybetli dağlar

Bağlar ve ovalar

Şarap kana karıştı

Hatta dönüştü

Üzüm uykuda

Dağlar hala sapasağlam

Yüreği delik deşik



Lübnan'da bir sedir ağacıydı

Önce dallarını budadılar

Sonra

Söküp attılar

Köklerini kazıdılar

Yerine bir asma fidanı diktiler

Bereketli topraklarda yeşerecek

Üzüm verecek

Erden kızlar çukur kazıp şarap yapacaklar

Sarhoş olup sedirden kalan dalları ateşe verecekler

Etrafında dans edecekler

Ayaklarında halhallar, kollarında bin bir renkli bilezikler


Lübnan'da bir asmada bir dal üzümdü

Güneş ve su ile beslendi

Sulu ve tatlı üzümler verdi.

Koparılacağı güne dek bağına sadık kaldı.