öyle ki bıkkınım ve kırgınlık kanımın gittiği her yere ulaşmış içimde

kendinden vazgeçmiş bir vazgeçişin eşliğinde

göğsümün sola çeken ortasında

öylesine, ölesiye büyütmüşüm seni

anla ki

dünyam ekvatorum dahil kasvet mevsiminde.


kendini kalabalıklaştırmış bir yalnızlığın eşliğinde

göğsümün sola çeken ortasında

büyümeye devam ediyorsun

usanmadan

büyütüyorum ben de

inatla fark etmiyorsun bunu görmeyi istemeyen bir körlük eşliğinde


kendini anlamayan bir anlayışsızlık

en çok ne kadar iyi bir yere götürebilir insanı oysa

bu tıpkısıdır kendini göremeyen bir görgüsüzlük

acınasıdır acımayı hak etmişlerce

işte böyle, görüldüğü üzere

yaşar insan

yalnızlıktan saymadığı bir yalnızlık içinde


gözünün önünde olan gözünü kanatmadıkça, onu görmek istememek başarılı olmuştur

ve, 'nedendir görmek istemedikleri hep yüreğini delecek sivriliktedir insanın?'

gereksiz bir sorudur çün cevabı bellidir

acıtıcıdır ve sevilmiştir.


kendini fark etmiş bir gaflet sezilmiştir o an

acıtıcıdır ve sevilmiştir sezilene dek

ve, 'nedendir kendini fark etmiş bir gaflet sezildiği an yüreğini delecek sivriliktedir insanın?'

gereksiz bir sorudur çün cevabı bellidir

"gafletler fark edildikleri an sivrilir"


bu bitmeyen,

kendini başlatmış bir başlayamamanın eşliğinde

bitişini bitirmiş bir kalemin şiiridir.


başlayamadığı için

hiç bitmeyecektir


kendini reddetmiş bir kabullenişin eşliğinde kabul edilmiştir şairin mirası,

bundandır yazdıklarımın şiir oluşu

şiirin yazdıklarım olmayışı

kibirsizdir farklılığı,

farklıdır

zira tüm oluşunu olmayış ve olamayışlarına borçlu bir insan elinden çıkmadır.