Sessizliğim susmaz
Sizleri çağırır
Ruhum duyar da kulaklarım tıkanır
Bir kadının haykırışını
Uzaklara uzanan sesini
Ruhum duyar da zihnim duymaz
Bir kadın hıçkırıyor,
Damlalar düşüyor toprağın çatlak oyuğuna
Göz çukurları daha bir derinleşiyor.
Yüzü dalgaları andıran mucize kadın
Elim uzanır da ulaşmaz yüreğim
Oysa senin çığlığın duyuları aşar
Ta ücralara varır da
Vicdana varmaz.
Hani senin o kadifemsi, buğulu sesin
Ne zamandı sağırlaştı bu zalim yürek
Bu umarsız kulak
Bulanık, zifiri karanlık zihin.
Ah incileri yorgun düşen kadın
Nasıl da feryat figan çağırıyor sesin
Sesin de yorgun düşer mi senin?
Varlığını başka varlığa bırakan
Yaşam inadı var sende.
Güllerin tomurcuklanır
Boyanır rengarenk gecelerde
Zeval gelir mi berrak gülüşüne
Sesi sessizliğe karışan çokça kadın
Ana, kardeş, eş, evlat
Biçare hayatlarımızın nefes alan yanı
Sesin asi sesin dünyada bir kuyuya düşer
Bazen bir tabloda ritim bulur
Kitabın sayfalarını deler de geçer
Şiirin kalbine sığmaz
Yaraşmaz en nadide sözcük yamacına
Hiçbir cümle ısıtamaz kendini kadınca
Kadınca yaşamak
Sonsuz ve sınırsız yaşamak
Bir gelincik gibi toprağa savrulmadan
Vuku bulmak
Şu naçizane hayatın içinde
Kadın kalmak, kadınca kalmak.
Çığlık attı bir kadın
Kadınca bir savaş için
Dün, bugün, yarın
Kadınca günlerde.
31.10.2020
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Anısına...