Şimdi sayılı şeyden emin olabiliyorum ve bildiklerim bana yetmiyor. Eskiden güzeldi, acımdan zevk almayı bilirdim. Onunla yaşar, besler büyütür ve yanımda gezdirirdim. Eskiden sadece üzgündüm, başarılı bir üzgünlük. Şimdi ise bir kanun kaçağıyım sanki. Her adımda takip ediliyorum. Bir dehşet havuzunda kulaç kulaca yüzmeye çalışıyorum ve boğuluyorum. Beni dibe çeken bir şeyler var. İki saniye soluklanmaya kalksam bir girdap gelip beni buluyor ve ondan kurtulamıyorum. Artık havuzun suyu çekilsin istiyorum. Kaburgalarım batmadan nefes almak istiyorum.
Her anım acıtıyor. Sanki her saniye bir şeyler etimi kemiriyor. Gözüm açık karabasana yakalanmak gibi. Hatırladığım an beni buluyor. Üstüme, mideme çöküyor. Bu noktada ilaçlar kurtaramıyor. Bunu doktora anlatamıyorum. Çünkü kapının arkasında beni dinliyor.
Ben bilmiyordum korkmayı. Korkmaktan korkmayı ve korkmaktan korkmaktan korkmayı. Bu bir döngü değil.
Her defasında çarpılarak ve toplanarak, her acıyı bir daha yaşamak… Bu oyun artık hoşuma gitmiyor. Herkesi sıkmak hoşuma gitmiyor. Uyuyamamak ve korkumla baş başa kalmak…
Sessizce korkmak acı verir, bana dokunur çünkü biliyorum bana yardım edebilecek kimse yok. Bir pazar yerinde annenin elini kaybetmek gibi saf korku... Korkumdan kalabalığa sığınırım, kendimden sığınırım, beni bulamasın diye.
Şarkıların yarısına bile gelemiyorum artık çünkü müzik bana dehşet veriyor. Yarım yarım bıraktığım filmler ve kitaplar var. Böyle nefes almak çok zor. Sevmek çok güzel, kaybetmek zor. Severken korkmak zor. Nazik ama ürkekçe…
Sana söylüyorum. İyi değilim. Korkuyorum. Mutsuzum. Üzgünüm. Duymuyorsun. Anlamıyorsun. Bir şey yapmıyorsun. Ben kendime bakamıyorum. Sanki küçüldüm ve emekliyorum ya da sürünüyorum. Biri elimden tutmasa yürüyemiyorum. Seni seviyorum. Koşulsuz seviyorum. Ama elimde değil, korkuyorum. Buna kızıyorsun. Buna mana veremiyorsun. Sevgilim ben seni anlıyorum. Ama böyle yaşamak çok zor. Yalnız kalmak çok zor.
Senin bu mezarlıkta ne işin var sevgilim? Ben hangi ölüyü bekliyorum ya da kendime yatacak yer mi seçiyorum? Bilmiyorum. Ama eminim toprak bile yetmeyecek acılarımı gömmeye. Siz beni yaksanız da olur ama korkularımla göndermeyin. Onlar burada kalsın. Korkmaktan çok korkuyorum. Şimdi ve sonra.