çok mevsim geçmiştir, geri dönülmez artık
duvarlarda birliğin izi yok, tuğlalar çatlamış
her gün bu koca feleği döndüren hangi bir şarkıdır
etraf, siren ve motor ve çığlığın harmonisi
insan, bunlardan azade!
inan çok mevsim geçmiştir, düzelmez artık
bahardaki çiçek bile yorgun uyanmakta
asfalt ve kaldırım yine kırmızı
ancak aşk değil bizi düşüren yola
kan ve kahkahanın yanındaki gözyaşı
kaç defa vardır; ölmek, bir hayat içinde
ve dirilmek, tabii başkalarının izni dahlinde*
iman et, çok mevsim geçtiğine, çıkış yok artık
korkunç korkaklığın, gerilla siyasetin hüküm sürdüğü yerde
hükümsüzdür tüm aşklar, öpüşmeler, arkadaşlıklar
ve evet şimdiden, tutkulu ve masum olanları bile
ve sen hiç geçirmedin aklından, yaşadın gürültü içinde, ses yok
yine sen yenildin bilerek ve nasıl olduysa mağlupların içinde
kabul et, çok mevsim geçtiğine, bak takvim muktedir
yazmış, yazacak; geçmiş, gelecek tüm resmi ve gayriresmî tarih
"çoktunuz, gençtiniz ancak debelendiniz çukurda ve korktunuz gürültülü karanlıkta
çok mevsim vardı, harcadınız onları, buruşmuş yapraklar şahittir!"
söylüyorum son kez, inanarak
çok mevsim geçmiştir
belki yirmi
belki yirmi bir