Sonbahar, avucumdan yemekte yaprağını: biz dostuz.
Badem kabuklarından soyup zamanı, ona gitmeyi
öğretiyoruz:
zaman, kabuğuna dönüyor.

Aynadan yansımakta pazar,
düşlerde uyunuyor,
ağızlar doğruyu söylemekte.

Sevenlerin kavmine iniyor gözlerim:
birbirimize bakıyoruz,
karanlık şeyler söylediklerimiz,
gelincik çiçeğiyle hatıraların birbirlerini sevmeleri gibi
seviyoruz birbirimizi,
istiridyelere sızan şarap,
ay ışığında yüzen deniz gibi uyuyoruz.

Birbirimize sarılmış, duruyoruz pencerede, sokaktan bizi
seyrediyorlar:

zamanı geldi artık bilmelerinin!
Taşların çiçeklenmesinin,
bir yüreğin tedirgin atmasının zamanı geldi.
Zamanıdır artık zamanının gelmesinin.

Zamanı geldi.