Sinirli bir bekar olmalı Tanrı

Suyun köpürmesinden belli

İyi ütülenmemiş

Sahilde unuttuğu tek bir pürüz

Az kalsın evi yakacaktı

Annen kurtarmalı günü

Kendine küsmüş bir çocuk tarih

Tekerrürle sevişirken sevilmemiş

-Geçmişe doğru yürü-


Şimdi sen elinde temiz çarşaflarla

Pencereyi aralıyorsun

Hiç bilinmeyen bir köşesinden çekiştiriyorsun dünyamı

Yerküreye uysun diye

Siyah ojeli parmakların kilit ve anahtar

Gece vardiyasında kolye

-Etinde gündüzü sakla-


Böyle bakılmaz

Dudağıma bıraktığın nemle yağmur

Sırtımda eskirim izleri

Bir yıldırımı düzleştirip

Çarşafa sarmaya çalışırken titreyen

Bağ-kur emeklisi ellerim

Sermayesi kemiğimdeki kırık

Fırtınada mızıka çalmak mı?

Kesin bu gürültü de senin işin

-Bir bulutta ritim bulacaksın-


Evet Tanrı

Evet kendine küsmüş dedim

Sıkıldı diye çiçek yaratmış

Bir kadının yaralı rahminden yayılan irinle

Dirildiğinde Mesih

Derimin altındaki zulayı bulacak

Ve bir mektup iskeletimde

Hiç gönderilmemiş

-Korkma gelecek sağır bir erbane-


Kokunda görülmüştür mührü

Hürriyet mitinginde tek bir çığlıkla

İsyana dönüşen yüzün

Benim harcım değil çizgilerini okumak

Kuran kursunda kopya çeken

Annem kurtarsın günü

-Şimdide dur, anda bekle-


Ne pencere, ne çiçek

Ne de süngü ucundaki rüzgar gülü

Türkünü duman gibi ruhuma iliştirecek olan

Tohumu yırtan pürüz

Yaşama dönme isteği gibi bir şey değil bu

Doğmadan büyümek arzusu

-Bırak tenin görünsün-


Annen kurtarmalı günü

Bir kadın yüzünden çalındı madem

Neden sadece erkeklerin kursağında kaldı

Adem elmasını düşün

Bir nefeste can suyu

Diğerinde kurttur çekirdeği kemiren

-Ruhuna güveniyorum-


Herkes hapis kendi bedeninde

Ama sen benim göğsüme uzat saçlarını

Kurtar beni Rapunzel

Masal karakteri olmalı Tanrı

Hasret bir renge benzer

Gökkuşağından dışlanmış

Markasız pastel boyasıyla saklanan

Sadece kendini aklayan

Almanya’da teyzesi olmayan bir çocuk Tanrı

Duvarları sıvasız evde büyümüş

-Tavrın hoş değil-


Bak Kübra

Yaşamı gürültü olarak düşün

Adım minareden yankılandığında

Annen kurtarmalı günü

Belki bir yol ayrımında

Belki kedi yavrusu görüp

‘Allah aşkına insan nasıl korkar bundan’

Cümlesi kurcaladığında kafanı

Belki kapı eşiğine bırakılmış bir kap suda

Gelirsem demeyeceğim

Gelirim aklına

Ya annen ya anneliğin kurtarmalı günü

Ya da

Bir zaman can suyu olan nefesine kendini teslim eden

Karahindiba

Benim tanrım yüzün

Biri cennetten bahis açarsa

Gözlerine yatır tüm paranı

Özlersen geçmişe doğru yürü

-İşte huzurundayım-