Ellerini saçlarının arasında gezdirirdi geceleri
Mumun loşluğunda doldurduğu defterine boş bakarken
Belki sevmemeliyim derdi
Yazdığı umut satırlarının ardından
Bilmek istediği şeylerin ne kadarıyla tatmin olacağını kestiremiyordu.
Bir sigara yakardı
Derin bir nefes… üff…
Sonrası kayboluş
Hücrelerinde yaşadığı bu his
Onu aninesinin gözlerinde bulduğu huzura erdirirdi.
Yaşadım mı diye sorardı? Acaba ben hiç yaşadım mı?
Bulabildiği cevapların bir çoğu yoğun tekrardan ibaret
Hayır
Yaşasaydım bunu sormaya hakkım olmazdı
Nitekim hayatta kendine bir sayfa tutanların bunu soracak zamanı yoktur
2. sigara 3. şarkı ve 4. satırdan sonra durup söyle düşündü
Yolda zamana meydan okuyanların kaç tanesi bu emin savaşta galip gelebildi?
Sanırsam Stefan Zweig’in çok sevdiğim sözünün ilk kelimesi bunun cevabı.
Nitekim yolda zamana meydan okuyanların hiçbiri kesin bir yargıya varılmaksızın
Bunu yapabilecek cesarete erişemezdi.
Yaşamaya cüret etmek zamana meydan okumak demekti.
Yani baştan kaybedilecek olan o savaş
Çünkü zaman her zaman değişir
Değişmelidir.
15 Kasım 2021, 00.46