Dinginlik, sadelik, sakinlik... Bundan ötesini istemiyorum. O denli yoğun bir isteyiş ki tanrılara her şeyimi kurban verebilirim bunun karşılığında. Bir deniz kıyısına çekilip çadırımı kuracağım. Gökte mercanlar ve yakamoz; yerde kara çarşaf ve dolunay. Kavaklar eğilip bükülecek yaz meltemiyle. Nedensiz gülecek ağustos böcekleri. Öyle kimsesiz olacak yaz akşamı... Tekil ve yorgun bir yaz akşamı, mümkün müdür?
Üstüme atılan bu beton yığınlarını Herkül gibi kaldırıp atmak isterdim ama yenildiğim mevcut bir kilom ve yer itimi var. Oysa ne iyi olurdu sabah güneşi yüzümü yıkasa, tuzlu deniz öpse. Bir ben olsam orada. Yalnızlık der ki israftır kalabalıklığın. Soyunsam aklımdakilerden. Ruhumu yıkasa Mikail gözyaşlarıyla. Soyunsam çehreme değen dillerden ve ellerden.
Tanrı'm, buna ihtiyacım var.
Daha kaç kere mikrodalgaya boş tavayı koyacağım? Anahtarlar hep vestiyerde olsa da bulamıyorum, anahtarlar konuşuyor duyuyorum, "...aptal".
Bir lavantayı cam şişeye yerleştirdim bugün. Masam buram buram kokuyor. Lavantayı bile özlemişim. Tanrı'm, eksikliklerini doğada tamamlayan bir varlığın senin dallarına zararı olmaz. İncinmiş her bir parçama kekikler koydum. Ellerim kirlenmişti dünyada, yüzüne sürdüm. Yüzün ki Umman... Sular dolandı belime. Dişimden tırnağımdan arttırdığım nefes kırıntılarımı sana getirdim. Minnetim sanadır. Yağmur isteyen çorak düzlükler gibiyim. Dolandım çözülemiyorum, dalgalandım durulamıyorum.
Ben şimdi ılık ve kuytu bir yaz akşamı istiyorum. Kayaçların doğurduğu dalgalar olmasın, yakmasın güneş yengecin kabuklarını. Farz et ki Tanrı'm, ellerinde durmuş zaman. Rüzgar, kavak ve söğütlerden inmemiş; gök çekilmiş; güneş paydos vermiş. Bilirsin inciri severim. Bir incir ağacı dik yüreğime. Fosilleşen özlemlerimin ahiret inancı olur da göçüp gider belki. Sızlamasın boşluklar.
Öyle bir yaz akşamında kaval kemiği bariz bir ölünün dinginliğini ver bana. Kanımı boğan öfke, susuz bırakan hüzün pınarlarım senin olsun. Ağır Roman nedir ki? Ağır bir nefes taşıyorum ciğerlerimde.
Tanrı'm bir yaz akşamı olsun, içinde Umman çalsın, ağustos böcekleri gülsün, kavaklar dolansın... ol der misin? Çoğulluk israftır bendime.