Kadın, geçmişten günümüze her daim etken bir rol almıştır ve almaktadır, ancak bakalım Dede Korkut kitabında da bu etken rol kendisini göstermiş veyahut gösterebilmiş midir?
Dede Korkut Kitabında Kadın Karakterlerimiz:
Han Kızı, Burla Hatun, Deli Dumrul’un Eşi, Banu Çiçek, Selcan Hatun, Pay Büre’nin Eşi ve Bamsı Beyrek’in Annesi, Deli Dumrul’un Annesi, Kan Turalı’nın Annesi, Peri Kız, Oğlunu Kurtarmaya Çalışan Bir Anne, Begil’in Eşi, Segrek’in Annesi, Bayburt Tekfurunun Kızı, Segrek’in Evlendiği Kız, Kırk İnce Belli Kız, Dilber Kafir Kızları, Beyrek’in Kız Kardeşleri, Boğazca Fatma ve Kısırca Yenge, Dokuz Kara Gözlü Kız, Dadı Kadın, Teoman Tekfurunun Kızı.
Bu değerlendirmede, öne çıkan, aktif bir şekilde rol oynayan ve ana karakter mahiyetinde bulunan “Han Kızı, Burla Hatun, Banu Çiçek, Selcan Hatun ve Deli Dumrul’un Eşi” üzerinde durulacaktır. Bunun sebebi ise adı geçen beş karakter dışında görülen kadın karakterler, metnin devamlılığını sağlamak maksadıyla görevli olup yardımcı karakterler olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca destanlarda kadınlar çoğunlukla yardımcı karakterler olarak karşımıza çıkar, asıl işi erkeğin yaptığı görülür.
Yardımcı kadın tipler, Dede Korkut kitabında asıl kahramanın işini kolaylaştıran, harekete geçiren, yer yer de yol gösteren ya da yönlendiren kadınlar olarak karşımıza çıkarlar. Hikayelerdeki olaylara pek müdahil olmayan yardımcı tipler, tam olarak tasvir edilmemiştir.
Türk destanları, alp adı verilen kahramanın biyografisidir. Bu destanlarda ana kahraman genellikle erkek olarak görülse de kadın kahramanlar az da olsa vardır. Dede Korkut kitabındaki erkek ve kadın karakterlere şöyle bir bakıldığında apaçık göze çarpan bir nokta vardır ki o da erkek karakterlerin daha çok yiğitlik ve savaşçı-bey yönleriyle öne çıkmaları, kadınların ise zeka ve akılcılık yönleriyle öne çıkmalarıdır. Bunların istisnai durumları elbette ki mevcuttur. Ancak burada da kadınlar alp tipine yakın, onlar gibi davranan tiplerdir.
Kadınlar anlatılarda erkekler kadar baskın bir biçimde karşımıza çıkmamaktadır. Onlar daha çok anlatının belirli noktalarında kendilerine ihtiyaç duyulan anlarda ortaya çıkar, vazifesini yapar ve geri çekilir niteliktedir. Dolayısıyla destanların erkek merkezli bir biçimde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Dirse Han Oğlu Boğaç Han destanında Dirse Han, çocuksuzluğu sebebiyle Han Kızına:
Han Kızı yerümden durayın mı?
Yakanıla bogazundan tutabanı
Kaba ökçem altında salayın mı?
Kara polat öz kılıcum elüme alayın mı?
Öz gövdenden başunı keseyin mi?
Can tatlusın sana bildüreyin mi?
Alaca kanun yer yüzine dökeyin mi?
Han Kızı sebebini nedür değil mana
Katı gazab ederem şimdi sana
Söylemiyle ciddi bir biçimde çatar, öfkesini gösterir.
Yine Kazan esir düşünce namusunun kirletilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan Burla Hatun, oğlunun etinden yapılan kavurmayı yemek ve namusunu korumak arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Ancak Burla Hatun bu seçimi kendisi yapamaz ve oğlu Uruz’a danışır. Burada Oğlu Uruzu’un verdiği cevap ve tepki bütün kadın-erkek ilişkisini özetler niteliktedir. Buradan ve birazdan vereceğimiz örnekler doğrultusunda kadınların destanlarda erkekler kadar baskın olmadığını ve ikinci planda olduğu çıkarımını yapabiliriz.
Hem Oğlunu Hem Eşini Doğuran Kadın: Han Kızı
Han Kızı, Direse Han Oğlu Boğaç Han destanında karşımıza çıkmaktadır. İdeal kadın tipi Han Kızı üzerinde vücut bulur. Han kızı oldukça zeki ve akıllı bir karakterdir. Bir eş ve anne olarak sağduyulu ve sabırlı oluşuyla, bilgeliğiyle kendini göstermiştir. Han Kızı, eşine karşı gelmeyen, toparlayıcı bir niteliktedir. Dirse Han çocuksuzluğu sebebiyle ona öfkelenip hiddetlendiğinde, Han Kızı alttan alır ve sert bir cevap vermez. Sakinleştirici ve yol bulucu bir tavır takınır. Bu tavır erkek egemenliğinin ve iktidarın Dirse Han'da olduğunun bir kabulü, göstergesi olarak algılanabilir. Anlatıda apaçık görülen şey ise Han Kızı, Dirse yahut Boğaç kadar ön plana çıkmaz. Vazifesini yapar ve geri plana çekilir. Doğuran kadın konusuna gelirsek, burada derin-yüzey yapı kavramı önemlidir. Han Kızı, oğlunu hem biyolojik olarak doğurur hem de hayatını kurtararak doğurur. Eşinin ise öğüt vererek evvela itibarını, sonra da oğluna babasını kurtarmasını rica ve tavsiye etmesi dolayısıyla da hayatını kurtarır. İşte bu şekilde Han Kızı hem eşini hem de oğlunu doğurur. Yine de tüm bunlara rağmen, Han Kızı ikinci plandadır ve erkekler kadar öne çıkamaz.
Burla Hatun
Burla Hatun, ikinci, dördüncü ve on birinci hikâyede karşımıza çıkan bir karakterdir. Soylu bir aileden gelen Burla Hatun, Han Kızı ile benzer özelliklere sahiptir. Hemen hemen aynı çizgi üzerinde ilerlerler. Oğlunun ölümü ya da namusu arasında bir tercih yapması gerekir ve bunu oğlu Uruz’a danışır. Kendisine oğlu tarafından bir seçim hakkı tanınmaz. Bu bakımdan çaresiz ve pasif bir tip olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum da erkeğin destanlardaki ağırlığının ve öneminin çokluğunu ispatlar niteliktedir.
Deli Dumrul’un Eşi
Deli Dumrul hikâyesi, Dede Korkut Kitabı’nın ideolojik yönünü en iyi şekilde yansıtan hikâyedir. Hikâyede Deli Dumrul’un eşinin ismi verilmemiştir. Burada Eş, Deli Dumrul’un Azrail ile yaptığı mücadele sonucu kocası için canını vermek isteyen tek kişi olarak karşımıza çıkar. Deli Dumrul’un eşinin fedakârlık yapması ve eşine olan bağlılığıyla ön plandadır ve bu yönüyle dikkat çeker.
Bir Sadakat örneği: Banu Çiçek
Banu Çiçek, Pay Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek Destanında karşımıza çıkar. Bu anlatıda Banu Çiçek, Beyrek’ in beşik kertmesidir. Oldukça yiğit bir kız olan Banu Çiçek, bir alp gibi at sürer, kılıç kuşanır, ok atar. Bu Özellikleri açısından alp tipine yakın görülmektedir. Aynı zamanda hikâyede de görüldüğü üzere Bamsı Beyrek’e oldukça sadıktır. Beyrek esir düştüğünde dönmesini beklemiş ve karalar giymiştir. Daha sonra Beyrek'in ölüm haberi gelince abisi tarafından evlendirilmek istenir. Bunu Duyan Bamsı Beyek, kâfirin elinden tekfurun kızı sayesinde kaçarak düğüne gelir ve Banu Çiçek'ten hesap sorar. İşte buradaki hesap sorma durumu ve aynı anlatıda görülen Bamsı Beyrek’in kız kardeşlerinin evlenecekleri erkeği seçmemesi ya da seçememesi, erkeğin toplumdaki baskınlığının ve erkek egemen toplumun izlerinin en büyük göstergesi olarak karşımıza çıkar. Yine bu anlatıda görülen karalar görmek, yüzünü yırtmak gibi ifadeler erkek evladın değerini ortaya koymaktadır.
Selcan Hatun
Selcen Hatun soylu bir aileye mensup olup, evleneceği erkeği deneyerek seçen, seçtiği erkeğe de sonuna kadar sadık olan, gerektiğinde sevdiği erkeği kendi ailesine karşı bile savunan bir tip olarak karşımıza çıkar. Selcen Hatun, alp tipi erkeğe uygun, ideal alp tipi kadındır. Evleneceği erkeği seçmesi ve sadakati bakımından Banu Çiçek ile benzerlik gösterir.
Sonuç
Değerlendirmenin en başında sorduğumuz soruya dönecek olursak, Dede Korkut kitabında kadın etken bir rol almıştır ancak bunu ön planda, aktif bir biçimde gösterememiştir. Dolayısıyla ikinci planda kalmışlardır. Kadınların anlatılarda toparlayıcı, uysal, yol gösterici ve akılcı bir çizgi çizdikleri gözlemlenebilir. Erkeklere karşı olan tavır ve tutumlarını, davranışlarını inceleyecek olursak yukarıda verilen örneklerden de yola çıkarak erkeklerin toplumda daha baskın olduğu ve kadınların erkek egemenliğini kabul ettiği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Fakat bu durum bizi kadınların değersiz olduğu kanısına direkt olarak götürmez. Kadınlar ikinci planda ve pasif biçimdedirler. Gerek karar verme konusundaki tavırları gerekse anlatılardaki kadının rolü buna işaret etmektedir. Yine metinde kullanılmış olan kalıp ifadeler ve bununla birlikte pek çok şey toplumdaki erkek egemenliğinin ve erkeğin değerini kanıtlar niteliktedir. Dolayısıyla Dede Korkut kitabında erkek, kadından daha önemlidir, kadın ikinci planda bulunur. Anlatılardaki kadının yeri erkek kadar baskın değildir yargısına ve sonucuna ulaşmak bizce yanlış olmayacaktır.
KAYNAKLAR
- Gürol Pehlivan, Dede Korkut Kitabı’nda Yapı, İdeoloji ve Yaratım, İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2019, ss. 287-290, 301, 303-304, 310-316, 392-395.
- Mehmet Kaplan, “Dede Korkut Kitabında Kadın”, Türkiyat Mecmuası, c. 9, 1951, ss. 99-112.
- Metin Ekici, “Dede Korkut Kitabında Kadın Tipleri”, Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni Bildirileri (919-21 Ekim 1999 Ankara), Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
- "Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında Han Kızı Kaç Kez Doğurur?”, Dünya Kültür Mirası DedeKorkut Uluslararası Sempozyumu (25-27 Nisan 2019, Bayburt) Bildiri Kitabı, Bayburt: Bayburt Üniversitesi Dede Korkut Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınları, 2019, ss. 197-207.
Burak Özkelle
2020-11-09T13:06:01+03:00Yararlı olduysa ne mutlu. Teşekkür ederim 🙏🏻
Aleyna Karahan
2020-11-09T09:05:57+03:00Emek dolu ve oldukça faydalı bir yazıydı. Kaleminize sağlık