Bir çıkmazda hayat büsbütün; her taraf duvar, her taraf demir. Hayat duvarları ve gardiyanı bilinmeyen bir hapis gibi; elini uzatamazsın, dokunamazsın hayallere. Hayalleri millet denen, el alem denen küflü evdeki örümcek ağı gibi sarmış bir kalabalık; vasıfsız, amaçsız dünya kirliliği el alem denen kalabalık.
Hayaller, her gün uyanma sebebi olan hayallerimiz, her geçen gün olmayacağını anlayıp peşini bırakmadığımız hayallerimiz...
Dünya hapishanesinin cam önü karanfilleri...
Hayaller... Ortalama yetmiş koca yıl, gün yediğimiz bu hapishanedeki tek umut kaynağı, beyaz güvercini hayaller. Doğan her günün kanadına umutların, belkilerin yazıldığı beyaz güvercini bu, hapishanenin.